2025 Yazlık Konut Trendleri: 3 Bölge, 3 Farklı Senaryo

Yazlık Konut

2025 yılı konut piyasası genel anlamda hareketli başlasa da, yazlık konut segmenti için aynı şeyi söylemek zor. Pandemi sonrası artan taleple değer kazanan yazlıklar, şu an alıcısını bulmakta zorlanıyor. Ege ve Akdeniz kıyılarında fiyatlar zirveye ulaşmış durumda. Ekonomik koşullar, alternatif tatil anlayışları ve dijital kiralama platformları bu düşüşte önemli rol oynuyor.

Peki yazlık bölgelerdeki konut trendleri nasıl şekilleniyor? İstanbul çevresi, Muğla ve Antalya gibi üç farklı merkezde gözlemlenen hareketlilik bize farklı tüketici profillerini ve değişen beklentileri gösteriyor. Detaylar, Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Latif Aksoy’un değerlendirmeleriyle netleşiyor.

İstanbul Çevresi: Şile’de Sakinlik, Silivri’de Canlılık

İstanbul’a yakın yazlık lokasyonlar, farklı dinamiklere sahne oluyor. Şile, Silivri ve Çınarcık üçgeninde her bir bölge ayrı bir tablo çiziyor.

Çınarcık, son 10 yılda büyük ivme kaybetti. 2014’e kıyasla satışlar gerilemiş durumda. Pandemi sonrası artış da kısa sürdü. Bölgede yeni konut arzı sınırlı, bu da alıcı açısından cazibeyi azaltıyor.

Şile, yazlık konutun ötesine geçiyor. Artan villa projeleriyle beraber, bölge artık kalıcı yaşam tercihleriyle anılıyor. İstanbul’dan uzaklaşmadan doğa içinde yaşamak isteyenler için cazip.

Silivri ise bölgedeki en hareketli merkez. İmar alanlarının genişliği, ulaşım olanakları ve yatırım fırsatlarıyla ön plana çıkıyor. Yazlık kullanım kadar kiralama ve yatırım amacıyla da yoğun talep görüyor.

Muğla: Fiyatlar Zirvede, Satışlar Yavaşladı

Yazlık konut dendiğinde akla gelen ilk bölgelerden Muğla, hala Türkiye’nin en pahalı konut bölgesi konumunda. Ancak talep artık alım yönünde değil, kiralama tarafında yoğunlaşıyor.

Bodrum, Muğla’daki konut satışlarının dörtte birini oluşturuyor. Fakat yükselen hizmet maliyetleri ve gayrimenkul fiyatları, alım kararlarını erteliyor. Kısa süreli kiralamalarda ise fiyatlar gecelik 4.000 TL’den başlayıp 8.000 TL’yi geçiyor.

Datça, satışların en çok düştüğü ilçelerden biri. Ancak apart ve villa kiralamalarında canlılık sürüyor. Günlük kiralar 2.000–15.000 TL bandında değişiyor.

Marmaris, konut satışlarında yavaş seyirde olsa da devre mülk yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Özellikle Kızılbük gibi bölgelerde devre mülkler 1,5 milyon TL’ye kadar alıcı bulabiliyor.

Kısacası Muğla’da yazlık alım gücü azalırken, günlük ve haftalık kiralamalar pazarı ayakta tutuyor.

Antalya: Yabancı İlgi Sürüyor, Fiyat Artışı Durağan

Antalya, yazlık konut talebinde en stabil kalan bölgelerden biri. Üç büyük ilin ardından en çok konut satılan şehir. Üstelik yabancılara satışta İstanbul’dan sonra ikinci sırada.

Ancak son bir yılda konut fiyat artışı yalnızca yüzde 20 ile sınırlı kaldı. Bu da alım satım kararlarının yavaşladığını gösteriyor. Alanya, hem birinci el hem ikinci el satışlarda dengeli ilerliyor.

Kiralamalar ise Antalya’da ciddi bir potansiyele sahip. Özellikle tatil dönemlerinde fiyatlar şöyle şekilleniyor:

  • Kemer: 2.000–5.500 TL (daire), 8.000–15.000 TL (villa)

  • Kaş: 2.800–6.500 TL (daire), 8.000–25.000 TL (villa)

  • Alanya: 2.200–5.500 TL (daire), 5.000–12.000 TL (villa)

Antalya’da bir başka dikkat çeken gelişme ise devre mülk projeleri. Özellikle Alanya ve Manavgat gibi bölgelerde yatırımcı ilgisi artıyor. Uzaktan çalışma modelinin kalıcı hale gelmesi, bu tür yatırımları daha anlamlı kılıyor.

Yazlık Satın Almak Yerine Kiralamak Daha Mantıklı mı?

Latif Aksoy’un vurguladığı üzere, kısa dönem kiralama alışkanlığı artık tüketici davranışlarının bir parçası haline geldi. Airbnb ve benzeri platformlar sayesinde, kullanıcılar daha esnek ve ekonomik bir tatil anlayışını benimsiyor.

Ayrıca karavan, çadır, bungalov gibi doğayla iç içe alternatif tatil biçimlerine yönelim de artıyor. Bu çeşitlilik, yazlık konutlara olan bağımlılığı azaltıyor. Artık bir yazlık almak yerine, o bölgede birkaç hafta kalmak tüketiciye daha esnek bir yaşam tarzı sunuyor.

Yazlık Konutlar Satılmıyor, Kiralanıyor

2025 yazında tablo netleşti: Yazlık bölgelerde artık “kapanın değil, satanın elinde kalıyor.” Pandemi döneminde hızla yükselen talep, yerini dikkatli ve temkinli bir bekleyişe bırakmış durumda. Satışlar ciddi şekilde yavaşladı, fiyatlar ise birçok bölgede doygunluğa ulaştığı için yeni alıcılar piyasaya girmekte isteksiz davranıyor. Artan maliyetler, ekonomik belirsizlik ve tatil alışkanlıklarındaki değişim de bu durgunluğu destekliyor.

Buna karşılık, kiralık yazlık konutlarda gözle görülür bir canlılık söz konusu. Kısa dönemli kiralamalar hem yerli hem yabancı tatilciler için daha esnek ve ekonomik bir çözüm sunuyor. Airbnb gibi platformlar üzerinden yapılan günlük veya haftalık kiralamalarla birlikte, yaz tatilini daha planlı ve düşük maliyetle geçirme imkânı ön plana çıkıyor.

Bu değişim yalnızca tüketici tercihini değil, yatırımcı davranışlarını da etkiliyor. Artık birçok yatırımcı, satın alıp uzun vadede değerlendirmek yerine, kiralama getirisi yüksek bölgelere yönelerek daha dinamik bir kazanç modeli benimsiyor.

Kalıcı yaşam tercihlerindeki artış, alternatif konaklama biçimlerinin yükselişi ve kısa dönemli kiralama fırsatlarının cazibesi, önümüzdeki dönemde yazlık piyasasının yönünü belirleyecek temel faktörler arasında yer alıyor. Yazlık sahibi olmak artık bir zorunluluk değil; ihtiyaç anında kiralama yapabilmek çok daha öncelikli hale gelmiş durumda.

Benzer içerikler için tıklayın.

Önceki Yazı

Yapay Zekâ Kodlama Araçları Geliştiricileri Hızlandırmak Yerine Yavaşlatıyor

Sonraki Yazı

Ömer Ertüm, Vodafone Türkiye’nin Kurumsal İletişim Müdürü Oldu