Kartondan sürdürülebilir mobilya, artık bir geri dönüşüm hayali değil; gerçek bir tasarım anlayışı. İngiliz tasarımcı Max Lamb, evinde ve stüdyosunda biriktirdiği karton atıkları kullanarak sıfır plastik içeren, tamamen doğa dostu bir mobilya koleksiyonu hazırladı. “Box” adını verdiği bu koleksiyon, yalnızca yaratıcı bir tasarım değil; aynı zamanda atıkla üretim, döngüsel ekonomi ve onarılabilirlik konularında güçlü bir mesaj da taşıyor.
Karton, Un ve Su ile Yaratılan Bitki Bazlı Mobilyalar
Londra’da Gallery Fumi‘de sergilenen koleksiyonda toplam 33 mobilya parçası yer alıyor. Bunların 23’ü sandalye. Geri kalanlar ise kanepe, sehpa ve yemek masası gibi daha büyük ebatlı ürünler. Tüm bu parçalar yalnızca karton kutular, un-su karışımı ev yapımı yapıştırıcı ve bitki bazlı boyalar kullanılarak üretilmiş.
Max Lamb, bu mobilyaları tasarlarken tek bir yeni malzeme bile satın almamış. Tuvalet kağıdı rulolarından kontakt lens kutularına kadar stüdyosunda yıllar içinde biriktirdiği kartonları kullanmış. Tasarımcı, “Biraz un, su ve fazladan karton kutularla herkes bunu yapabilir,” diyerek koleksiyonun sadece sürdürülebilir değil, aynı zamanda erişilebilir de olduğunun altını çiziyor.
Sonsuza Kadar Onarılabilir Kartondan Sürdürülebilir Mobilya Fikri
Lamb’in koleksiyonunun en dikkat çekici yönlerinden biri, her parçanın evde kolayca onarılabilir olması. Plastik içermeyen bu mobilyalar, herhangi bir hasar aldıklarında evde bulunan temel malzemelerle kolayca tamir edilebiliyor. Un ve su karışımıyla hazırlanan yapıştırıcı sayesinde, üreticiye veya özel bir tamir servisine ihtiyaç kalmadan onarımlar mümkün hale geliyor.
Bu da aslında “sonsuz onarılabilirlik” kavramını gündeme getiriyor. Tıpkı eski dönemlerdeki gibi, bir ürünün ömrü onun fiziksel varlığıyla değil; kullanıcı tarafından ne kadar sürdürülebilir biçimde sahiplenildiğiyle belirleniyor.
Papier-Mâché Yönteminden İlhamla Ağır Mobilya Tasarımı
Lamb’in ev yapımı tutkalı, aslında sanat ve zanaat dünyasında sıkça kullanılan papier-mâché (kâğıt hamuru) tekniğinden esinleniyor. Ancak bu teknik genellikle abajur, maske veya küçük dekoratif ürünlerde görülür. Lamb ise bu yöntemi sandalye, masa gibi ağır ve fonksiyonel parçalarda başarıyla uygulayarak teknik anlamda da bir yenilik ortaya koyuyor.
Koleksiyondaki parçaların yüzeylerinde ise mineral pigmentler ve keten tohumu yağı kullanılmış. Yani boya kısmında da petrol bazlı hiçbir malzeme yer almıyor. Bu yaklaşım, koleksiyonu yalnızca doğa dostu değil, aynı zamanda %100 bitki bazlı kılıyor.
Kartonun Tasarımla Buluştuğu Yeni Bir Dönem
Tasarım dünyasında karton mobilya fikri yeni değil. Daha önce de Vadim Kibardin gibi tasarımcılar bu malzemeyle çalışmalar yaptı. Ancak Lamb’in yaklaşımı, kartonun ham haliyle, işlenmeden, tamamen doğal içeriklerle bir araya getirildiği ender örneklerden biri. Lamb’in sürdürülebilirlik konusundaki bu hassasiyeti, yalnızca çevresel değil, etik bir duruş da sergiliyor.
Sonuç: Evdeki Atıklardan Geleceğin Mobilyasını Üretmek Mümkün
Max Lamb’in kartondan sürdürülebilir mobilya koleksiyonu, tasarımın geleceğinde neler olabileceğini gösteren güçlü bir örnek. Bu parçalar yalnızca mobilya değil; çevreyle barışık, kullanıcıyla birlikte yaşayan ve zaman içinde evrim geçirebilen objeler.
Evde biriken karton kutular artık sadece geri dönüşüm kutusuna gitmek zorunda değil. Un, su ve biraz hayal gücüyle yaşam alanınızı dönüştürebilecek eşyalar haline gelebilir. Lamb’in gösterdiği gibi, tasarımın geleceği doğaya ve insana daha yakın durabilir.
Benzer içerikler için tıklayın.
