Online eğitim platformları, yalnızca küresel ölçekte değil, Türkiye’de de hızla büyüyen bir pazar haline geldi. TÜİK’in 2023 sonu verilerine göre çocukların internet kullanım oranı yüzde 91,3’e ulaştı. Özellikle yüzde 75’lik bir kesimin ödev, öğrenme ve çevrimiçi dersler için internete başvurması, dijital öğrenmenin artık kalıcı bir davranış biçimi haline geldiğini gösteriyor.
Statista‘nın 2024 raporuna göre ise Türkiye’de çocukları için online dil platformlarını tercih eden ebeveyn sayısında yüzde 40’lık bir artış yaşandı. Bu veri, online eğitim platformlarının yalnızca alternatif değil, ebeveynler için öncelikli bir tercih haline geldiğini gösteriyor. Novakid CEO’su Max Azarov’a göre bu trendin arkasında sadece kolaylık değil, çocuklara özel kişiselleştirilmiş eğitim deneyimi sunabilme yetisi de yatıyor.
Profesyoneller Arasında Becerilere Dayalı Öğrenme Talebi Artıyor
Online eğitim platformlarının bir diğer önemli ayağını kariyer odaklı gelişim platformları oluşturuyor. LinkedIn’ın yayımladığı “Skills on the Rise” raporuna göre, 2030 yılına gelindiğinde çalışanların yüzde 70’inin iş tanımlarında ciddi değişiklikler yaşanacak. Bu öngörü, bireyleri hem yeni beceriler öğrenmeye hem de mevcut yetkinliklerini geliştirmeye yöneltiyor.
Becerilere dayalı işe alım trendi de bu değişimi destekliyor. LinkedIn’a göre bu yaklaşım, şirketlerin küresel yetenek havuzlarını 6,1 kat genişletebilir. Dolayısıyla hem bireysel hem kurumsal ölçekte, dijital öğrenmeye yönelik yatırım ve ilgi sürekli artıyor.
Yapay Zekâ ve Eğitim: Gelecek Bugün Başladı
Pandemiyle hızlanan online eğitim, yapay zekâ (AI) teknolojilerinin entegrasyonuyla tamamen yeni bir boyuta taşındı. 2024 sonunda Forbes’ta yayımlanan “AI In Education Innovators” makalesinde Ray Ravaglia, 2025 yılında odak noktasının kişiselleştirilmiş öğrenme, veriye dayalı değerlendirme ve geri bildirim sistemleri olacağını belirtti.
Çin’in ilkokuldan üniversiteye kadar AI destekli eğitim müfredatına geçiş yapması, bu gelişimin sadece özel platformlarla sınırlı kalmayacağını gösteriyor. Bu değişim, devlet destekli dönüşümlerle küresel ölçekte yaygınlaşmaya hazırlanıyor.
Kişiselleştirilmiş Eğitim Çağı: AI ile Öğrenme Deneyimi
Stanford Üniversitesi’nin Şubat 2025’te düzenlediği AI+Education Zirvesi’nde Prof. Michael Frank, yapay zekânın çocuk gelişimi üzerine etkilerini vurguladı. AI’ın eğitimde bireysel ihtiyaçları karşılamak için bilimsel modeller olarak kullanılabileceğini savundu.
Bu vizyonu pratiğe döken örneklerden biri Khan Academy’nin yapay zekâ destekli asistanı Khanmigo. Öğrencilere sanal öğretmen, öğretmenlere ise dijital asistan olarak görev yapan sistem, şu anda bir milyondan fazla öğrenci tarafından aktif olarak kullanılıyor. Kurucu Sal Khan’ın açıklamasına göre, sistem yalnızca bilgi sunmuyor; etik, dikkat yönetimi ve kişisel gelişim gibi karmaşık alanlarda da destek veriyor.
Türkiye’den bir örnek de Doping Hafıza’nın geliştirdiği DopiAI. Bu yapay zekâ karakteri, öğrenciyle empati kurarak, onun öğrenme alışkanlıklarını analiz ediyor ve içeriği buna göre şekillendiriyor. CEO Mert Kalkavan’a göre, bu teknoloji çocuklarla duygusal bir bağ kurma becerisine sahip, bu da öğrenme motivasyonunu ciddi biçimde artırıyor.
Sonuç Odaklı Öğrenme, Geleceğin Anahtarı
Novakid CEO’su Max Azarov, dijital eğitim pazarının geleceği hakkında şunları söylüyor:
“Özellikle dil öğreniminde çevrimiçi platformlar hızla gelişiyor. Aileler artık çok daha bilinçli ve esneklik sunan, sonuç odaklı platformları tercih ediyor.”
Novakid’in sunduğu hizmet, sıradan bir online ders deneyiminin çok ötesinde. Her öğrenci için birebir canlı dersler sunuluyor ve bu derslerin içeriği, AI tarafından öğrencinin gelişim düzeyine göre kişiselleştiriliyor. Böylece öğrencinin dikkat süresi optimize edilirken, motivasyonu da yüksek tutuluyor.
Dijital Sertifika Platformları: Teedo Örneği
Kariyer odaklı öğrenme platformları da globalde büyük bir pazar oluşturuyor. Teedo CMO’su Cansu Karagül’e göre, işgücü dönüşümünün merkezinde bu platformlar var:
“Beş yıl içinde işlerin %44’ünde gerekli beceriler değişecek. Profesyonel sertifikalar, bireylerin hem yerel hem küresel ölçekte rekabet avantajı kazanmasını sağlıyor.”
Statista’nın verilerine göre, bu pazarın 2029 yılında dünya genelinde 8,92 milyar dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor. En çok talep gören alanlar arasında teknoloji, yapay zekâ, siber güvenlik ve liderlik gelişimi bulunuyor. Türkiye’de ise bu alanın 1,6 milyon kullanıcıya ulaşacağı öngörülüyor.
Online eğitim platformları artık sadece ders vermiyor; çocuklara özgüven kazandırıyor, profesyonellere rekabet gücü sağlıyor, bireylere geleceğe hazırlanma fırsatı sunuyor. Yapay zekâ ile güçlenen kişiselleştirme, öğrenme yolculuğunu hem etkili hem de erişilebilir hale getiriyor. 2025 ve sonrasında dijital eğitimde kazanan, teknolojiyle insanı en iyi buluşturan platformlar olacak.
Benzer içerikler ve daha fazlasına ulaşmak için buraya tıklayın.