Häagen-Dazs çubuk dondurma, yaz mevsimine BBH iş birliğiyle hazırladığı yeni açık hava kampanyası “Devoured” (Yitip Gitmek) ile giriş yaptı. Marka, bu kez dondurmayı değil, dondurmanın ardından kalan çubuğu sergileyerek hayal gücünü devreye sokuyor. Ürünü göstermeden arzuyu ve lezzeti çağrıştıran bu sıra dışı yaklaşım, sadelikle duyusal şımartma arasındaki ince çizgide yürüyerek dikkat çekiyor.
Minimalizmin gücünü kullanan kampanya, çubuk dondurma deneyiminin son lokmasına kadar yaşandığı mesajını veriyor. Häagen-Dazs’ın geçtiğimiz yıl “Don’t Hold Back” kampanyasıyla yakaladığı hedonist ton, bu yıl yerini daha sanatsal ve çağrışımsal bir dile bırakıyor. Bu yeni yönelim, markanın yalnızca ürün değil, duygu ve deneyim sattığını açıkça gösteriyor.
Hayal Gücüne Yer Bırakan Bir Kampanya: “Devoured”
Yeni kampanya, alışılmış reklam kalıplarını yıkarak dondurma yerine yalnızca erimiş çikolata lekesi ve boş bir çubuğu sahneye taşıyor. Fotoğrafçı Dan Tobin Smith’in natürmort estetiğiyle hazırlanan görsel, minimal öğelerle maksimum etki yaratıyor. Burada, çubuğun boşluğu lezzetin doluluğunu temsil ediyor.
BBH’nin Küresel CCO’su Alex Grieve bu yaklaşımı şöyle özetliyor: “Ürünü göstermemize gerek yoktu. Ürüne baktığınızda hissettiğiniz istek her şeyi anlatıyor.” Bu sözler, kampanyanın ne denli duygulara oynadığını ve sadeliğin ne kadar güçlü bir anlatım biçimi olabileceğini ortaya koyuyor.
Kampanya, İngiltere ve İspanya’da açık hava mecralarında yayına alındı ve Ulusal Dondurma Günü ile aynı tarihlere denk getirilerek dikkat çekici bir lansmanla tanıtıldı.
Häagen-Dazs Çubuk Dondurma Deneyimi Yeniden Tanımlanıyor
Bu kampanya yalnızca yaratıcı bir görsel çalışma değil; aynı zamanda Häagen-Dazs çubuk dondurma ürünlerinin yeniden tasarımıyla da örtüşüyor. Marka, Stickbar ürün serisinde hem form hem de içerik açısından güncellemeler yaparak premium dondurma deneyimini daha da ileri taşıyor.
Häagen-Dazs Küresel Başkanı Priscilla Zee, bu kampanyanın “özenle hazırlanmış ve son lokmasına kadar tadına varılan bir ürünü” temsil ettiğini belirtiyor. Bu açıklama, kampanyanın görsel sadeliği arkasındaki zengin tat deneyimine işaret ediyor. Yani bir çubuk yalnızca bir çubuk değil; bir anın, bir hissin, bir keyfin sembolü hâline geliyor.
Stickbar’ların yeni tasarımı, bu yeni marka iletişimiyle uyumlu biçimde raflara yansıtılıyor. Artık sadece bir dondurma değil, bir yaşam biçimi sunuluyor: yavaşlamak, tatmak, anı yaşamak.
Minimalizmin Gücüyle Global Bir Hikâyenin İlk Bölümü
“Yitip Gitmek” kampanyası, 2026 İlkbaharında küresel ölçekte genişletilecek olan daha büyük bir iletişim stratejisinin ilk adımı. BBH’nin bu çalışması, Häagen-Dazs markasının daha rafine, daha hissel ve daha çağdaş bir konuma taşınmasında önemli rol oynuyor.
Marka artık sadece dondurma sunmuyor; dondurma üzerinden hikâyeler anlatıyor, deneyimler yaşatıyor ve duyulara dokunuyor. Bu yaklaşım özellikle Z kuşağı ve milenyum kuşağı tüketicilerin, reklamda gösterilenden çok hissettirilenlere değer verdiği bir çağda güçlü bir etki bırakıyor.
Kampanyanın kreatif kadrosu da oldukça geniş: BBH’nin Londra ekibi tarafından hazırlanan işte yaratıcı yönetmenlerden tasarımcılara, planlayıcılardan medya ajansına kadar onlarca uzmanın imzası bulunuyor. Her biri, bu minimalist vizyonun güçlü bir marka mesajına dönüşmesini sağlıyor.
Benzer içerikler için tıklayın.