Evcil hayvanlara yönelik pazarlama kampanyaları artık trend değil, bir gereklilik haline geldi. Tüketici alışkanlıkları hızla değişirken, markalar da insanların tüylü dostlarına olan bağlılığını göz önüne alarak daha duygusal ve bağ kurucu kampanyalar geliştiriyor.
Bu alandaki en dikkat çekici örneklerden biri ise Deliveroo’nun köpeklere özel kampanyası. Fransa’da başlatılan bu yaratıcı kampanya, yalnızca Fransa sınırlarında değil; global pazarlama dünyasında da yankı uyandırdı.
Deliveroo ve Fransız pet lifestyle markası French Bandit iş birliğiyle hayata geçen kampanya, klasik promosyonların ötesine geçerek tüketiciyle duygusal bağ kurmayı başarıyor. Gelin, bu sıra dışı kampanyanın detaylarına ve pazarlama açısından taşıdığı üç temel etkiye yakından bakalım.
Evcil Hayvanlar, Satın Alma Kararlarını Etkileyen Bireyler
Deliveroo’nun köpeklere özel kampanyası, bir ürün sunmaktan çok daha fazlasını hedefliyor: Bir duygu, bir paylaşım anı ve bir bağ.
4–17 Ağustos 2025 tarihleri arasında Fransa’da geçerli olan kampanyada, kullanıcılar pizza, sandviç veya dondurma sipariş ettiklerinde, köpeklerine özel oyuncak da teslim ediliyor. Üstelik bu oyuncaklar, estetik ve kalite konusunda bilinen French Bandit tarafından tasarlanmış.
Bu küçük ama anlamlı jest, sıradan bir siparişi anlamlı bir ana dönüştürüyor. Kampanyanın odağında ise insan ve evcil hayvan arasındaki bağ var.
IPSOS’un Fransa’da yaptığı araştırmaya göre, insanların %69’u evcil hayvanlarını artık “ailenin bir ferdi” olarak görüyor. Hatta her iki kişiden biri onların doğum gününü bile kutluyor. Bu istatistikler, evcil hayvanların pazarlama stratejilerinde aktif rol oynaması gerektiğini açıkça gösteriyor.
Deliveroo köpeklere özel kampanyası, işte tam bu içgörüye dayanarak geliştirildi. Sadece bir teslimat değil, bir bağ kurma aracı olarak konumlandırıldı.
Deliveroo Köpeklere Özel Kampanyası Neden Bu Kadar Etkili?
Deliveroo’nun bu yenilikçi kampanyası üç açıdan pazarlama dünyasına örnek oluyor:
1. Paylaşılabilir İçerik Üretiyor
Kampanyada sunulan oyuncaklar, sipariş edilen yiyeceklerle görsel olarak eşleştiriliyor. Bu da onları sosyal medya için ideal hale getiriyor.
Instagram başta olmak üzere, kullanıcılar bu anları hikâyelerinde veya gönderilerinde paylaşarak Deliveroo’ya ücretsiz ve organik bir tanıtım sağlıyor.
Kampanya, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik gücünü arkasına alarak yalnızca görünürlük değil, aynı zamanda otantik bir bağ yaratıyor.
2. Duygusal Bağ Kuruyor
Yemek yemek, çoğu zaman sadece bir tüketim eylemi değil; aynı zamanda bir duygu paylaşımıdır.
Deliveroo köpeklere özel kampanyası, bu duyguyu güçlendiriyor. Siparişe eklenen oyuncak, geçici değil kalıcı bir değer sunuyor.
Yemek bittiğinde bile oyuncak evde kalıyor, bu da markanın tüketici zihninde daha uzun süre kalmasını sağlıyor. Böylece kampanya, tek seferlik bir alışverişten çok daha fazlasına dönüşüyor.
3. Sezona Uygun Zamanlama ile Etkisini Artırıyor
Yaz aylarında birçok kişi tatildeyken, şehirde kalanlar için yalnızlık hissi artabiliyor. Bu küçük sürprizler, o yalnızlık anlarında pozitif bir his yaratıyor.
Deliveroo, kampanyayı bu duygusal boşluğu dolduracak şekilde yaz aylarına denk getirerek kullanıcılarına yalnız olmadıklarını hissettiriyor.
Bu duygusal zeka, markanın marka sağlığı skorlarına anlamlı katkılar sunuyor.
Satıştan Çok Marka Sağlığına Yatırım
Bazı pazarlama kampanyaları satışa değil, markanın uzun vadeli itibarı ve sadakati artırmaya yönelik planlanır. Deliveroo’nun köpeklere özel kampanyası da tam olarak bu kategoriye giriyor.
Sunduğu mikro jest sayesinde tüketiciye “anlaşıldığını” hissettiren marka, kalıcı bir imaj yaratıyor.
Bu tür kampanyalar, özellikle empati temelli iletişim kurmak isteyen markalar için büyük bir fırsat. Satışlar kısa vadede büyük değişim göstermese bile, marka sıcaklığı, tüketici zihninde olumlu çağrışımlar yaratıyor.
Ayrıca bu tarz duygu odaklı yaklaşımlar, özellikle sadakat oluşturmakta etkili. İnsanlar kendilerini iyi hissettiren markalara tekrar dönme eğiliminde oluyor.
Kampanya Değil, Marka Kimliği Geliştirme
Deliveroo’nun köpeklere özel kampanyası, klasik pazarlama kalıplarını yıkan bir örnek. Ürün temelli değil, ilişki temelli bir yaklaşım sunuyor.
Bu kampanya, evcil hayvanların pazarlama süreçlerine nasıl dahil edilebileceğini ve bunun markaya nasıl değer katacağını gözler önüne seriyor.
Gelecekte daha fazla markanın benzer yollara başvuracağı kesin. Çünkü duygusal bağ kurabilen markalar, sadece satın alınmaz; sevilir, paylaşılır ve hatırlanır.
Deliveroo’nun köpeklere özel kampanyası, markaların sadece ürüne değil, yaşattığı duyguya da yatırım yapması gerektiğini gösteriyor. Küçük bir oyuncakla başlayan bu jest, büyük bir sadakate dönüşebilir. Çünkü günümüzde tüketiciler yalnızca ihtiyaçlarını değil, hislerini de paylaşabilecekleri markaları tercih ediyor.
Benzer içerikler için tıklayın.