Yerel ürünlerin değeri her geçen yıl daha fazla anlaşılırken, Coğrafi işaret kavramı hem tüketiciler hem de sektör profesyonelleri için önemli bir güven unsuru haline geliyor. Metro Türkiye, TURYİD ve FutureBright iş birliğiyle gerçekleştirilen yeni “Coğrafi İşaretli Ürünler Araştırması”, Türkiye’de Coğrafi işarete yönelik bilgi seviyesi, algılar, tercih motivasyonları ve güven faktörünü detaylı bir biçimde ortaya koyuyor.
18–60 yaş aralığındaki 600 tüketici, üretici ve yeme-içme sektörü profesyonelinin katılımıyla yürütülen bu araştırma, Coğrafi işaret tescilli ürünlere bakış açısının düşündüğümüz kadar net olmadığını gösterirken; tüketicinin zihin haritasında hangi ürünlerin ilk sırada yer aldığını da gün yüzüne çıkarıyor.
Coğrafi İşaret Biliniyor Ama Tanımı Karıştırılıyor
Araştırmaya göre tüketicilerin:
-
%72’si Coğrafi işaret kavramını bildiğini söylüyor,
-
Ancak sadece her 10 kişiden 2’si doğru tanım yapabiliyor.
Bu durum, Coğrafi işaret bilinirliğinin yüksek olmasına rağmen kavramsal netliğin hâlâ yetersiz olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte her 100 tüketiciden 34’ü Coğrafi işaretli ürünleri özellikle tercih ettiğini belirtiyor. Bu oran, hem tüketici davranışında coğrafi işaretin etkisini hem de potansiyelin daha da artırılabileceğini ortaya koyuyor.
Coğrafi İşaret Denince Akla İlk Gelen: Antep Baklavası
Katılımcıların zihin eşleştirmelerinde Coğrafi işaret deyince akla ilk gelen gruplar şöyle:
-
%58 yemek, tatlı ve hamur işi,
-
%37 meyve-sebze,
-
%29 bal, şeker ve kuruyemişler.
Peki ilk akla gelen tek bir ürün sorulunca sonuç ne?
Araştırmaya göre:
-
%26 Antep Baklavası,
-
%14 Malatya Kayısısı,
-
%9 baklava,
-
%8 Adana Kebap,
-
%7 Antep Fıstığı.
Yerel ürün denildiğinde ise tüketicilerin hafızasında fındık, peynir, çay ve zeytin ön plana çıkıyor.
Güven, Coğrafi İşaretli Ürünlerin Kalbinde
Araştırma, Coğrafi işaretin tüketici için sadece bir kalite göstergesi değil, aynı zamanda güçlü bir güven duygusu yarattığını ortaya koyuyor.
Tüketiciler bu ürünleri bir kültürel miras olarak görürken, sektör profesyonelleri onları mükemmellik standardı olarak değerlendiriyor.
Ancak yanlış etiketleme, yetersiz denetim ve güvenilmeyen satış kanalları, bu mirasın değerini zayıflatabiliyor. İşte tam bu noktada Metro Türkiye’nin altını çizdiği kritik bir nokta var:
Doğru tedarik zinciri ve güvenilir satış kanalı, Coğrafi işaretin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyor.
Metro Türkiye, sezonuna bağlı kalite kontrollerinin ardından raflarına taşıdığı 750’ye yakın Coğrafi işaretli ve aday ürün ile hem işletmelere hem tüketicilere güvenlik ve standart sunuyor.
Üretici Tanıtımında Büyük Açık Var
Araştırmanın dikkat çeken bir diğer sonucu ise üreticilerin çoğu zaman ürünlerini yeterince tanıtamadığı yönünde.
Sektör profesyonelleri ise yeni üreticileri genellikle yalnızca:
-
Sosyal medya,
-
Referanslar
üzerinden keşfedebiliyor.
Bu noktada Metro Türkiye’nin üstlendiği köprü rolü önem kazanıyor. Marka, üretici ve profesyonelleri bir araya getirerek ürünlerin mutfaklarda daha fazla yer bulmasını sağlıyor.
Araştırma sonuçları gösteriyor ki Coğrafi işaretin sürdürülebilirliği; üretici, tüketici, sektör profesyoneli ve perakende zincirleri dahil tüm paydaşların ortak çabasını gerektiriyor.
Doğru iş birlikleriyle bilgi eksiklikleri giderilebilir, denetimler güçlendirilebilir ve yerel değerler dünya ölçeğinde daha güçlü şekilde konumlanabilir. Metro Türkiye ise bu veriler ışığında Coğrafi işaretli ürünlerin geleceğini koruma ve geliştirme yönünde adımlar atmayı sürdürüyor.
Daha fazla araştırma haberlerine buradan ulaşabilirsiniz.