Çalışan deneyimi, günümüz iş dünyasında özellikle genç kuşaklar için kritik bir faktör haline geldi. Artık sadece maaş, unvan ya da lokasyon gibi klasik tercih nedenleri değil, kurumların sunduğu deneyim biçimi, değer sistemi ve liderlik anlayışı ön plana çıkıyor. Özellikle 26-34 yaş arası genç profesyoneller, kendilerini geliştirebildikleri, psikolojik olarak güvende hissettikleri ve seslerinin duyulduğu bir ortamda çalışmak istiyor.
Great Place To Work®’ün 2025 yılına yönelik “Best Workplaces for Young Millennials™” listesi, bu kuşağın ne istediğini verilerle ortaya koyuyor. Listeye girebilmek için sadece çalışan deneyiminin genel ortalaması değil, bu yaş grubunun deneyimlerinin özel olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Bu da gösteriyor ki gençlerin deneyimi artık sadece bir “detay” değil, şirketlerin itibarını ve geleceğini şekillendiren stratejik bir alan.
Araştırmaya göre genç çalışanlar, adalet duygusu, gelişim olanakları, psikolojik sağlık desteği ve inovasyona açık liderlik anlayışına büyük önem veriyor. Gençlerin beklentilerini anlayan ve bu doğrultuda çalışan deneyimini yeniden tasarlayan kurumlar, hem yetenek çekme hem de elde tutma konusunda büyük avantaj elde ediyor.
Peki gençlerin gözünde “iyi bir iş yeri” ne demek? Hangi kriterler onları bir şirkete bağlarken hangileri uzaklaştırıyor? İşte gençlerin çalışan deneyimini belirleyen 5 ana unsur:
Adil Bir İş Ortamı: Eşitlik Olmadan Güven Olmaz
Adalet, genç çalışanların en hassas olduğu konuların başında geliyor. Araştırma, listeye giren şirketlerde gençlerin %83’ünün yaşa dayalı adil davranışın mevcut olduğunu düşündüğünü ortaya koyuyor. Oysa bu oran, standart şirketlerde yalnızca %56.
Bu durum, gençlerin yalnızca ücret ya da terfi değil; aynı zamanda fikirlerinin ciddiye alınıp alınmadığını, karar alma süreçlerine ne ölçüde dahil edildiklerini de sorguladıklarını gösteriyor. Adil davranış; şeffaf yönetim, nesnel performans değerlendirmeleri ve ayrımcılıktan uzak bir iletişim kültürüyle mümkün hale geliyor.
Kurumsal adalet, sadece etik bir gereklilik değil; çalışan bağlılığı ve güven ortamı açısından da vazgeçilmez bir unsur. Gençler, eşitlik temelinde yönetilen iş yerlerinde hem daha uzun süre kalıyor hem de daha yüksek performans gösteriyor.
Gelişim Olanakları: Öğrenen Genç Kalır, Öğrenemeyen Gider
Yeni kuşak için çalıştıkları şirketin bir “okul” gibi olması büyük önem taşıyor. Listeye giren kurumlarda gençlerin %78’i, mesleki gelişimlerine yatırım yapıldığını belirtirken; bu oran diğer şirketlerde yalnızca %49 seviyesinde.
Gelişim olanakları, sadece klasik eğitimlerle sınırlı değil. Kişiselleştirilmiş eğitim planları, dijital öğrenme platformları, iç mentorluk sistemleri, proje bazlı rotasyonlar ve liderlik gelişim programları gençlerin beklentilerini karşılayan uygulamalar arasında yer alıyor.
Birçok genç çalışan, kendisine yatırım yapılan bir ortamda yalnızca daha hızlı öğrenmekle kalmıyor; aynı zamanda şirkete olan bağlılığını da güçlendiriyor. Gelişim desteği sunmayan kurumlar ise yetenek kaybıyla yüzleşiyor. Çünkü gençler artık kendilerini geliştiremedikleri ortamlarda zaman kaybetmek istemiyor.
Psikolojik Güvenlik ve Takdir Kültürü: Değer Gören Çalışan Daha Fazlasını Verir
Genç çalışanlar için duygusal iyi oluş hali, maaş kadar belirleyici hale geldi. Great Place To Work®’ün araştırmasına göre, liste şirketlerinde çalışan gençlerin %70’i, psikolojik olarak sağlıklı bir iş ortamına sahip olduklarını söylüyor. Bu oran standart şirketlerde %43’e kadar düşüyor.
Psikolojik güvenlik; çalışanın fikirlerini korkusuzca ifade edebildiği, hata yapmanın cezalandırılmadığı, destekleyici bir liderlik yaklaşımının olduğu ortamlarla sağlanabiliyor. Bu güven ortamı, çalışanların risk almasını, yaratıcı düşünmesini ve kurum içinde uzun vadeli bağlılık geliştirmesini teşvik ediyor.
Ayrıca genç çalışanlar takdir görmek istiyor. Listeye giren şirketlerde gençlerin %77’si, yöneticilerinin çabalarını fark ettiğini ve takdir ettiğini ifade ediyor. Oysa bu oran standart şirketlerde sadece %44. Takdir kültürü, yalnızca motivasyon kaynağı değil; aynı zamanda güven, sadakat ve kuruma bağlılık duygusunu besleyen güçlü bir araç.
Gençler İçin Çalışan Deneyimi: Kurumların Geleceğini Belirliyor
Great Place To Work® Türkiye CEO’su Eyüp Toprak’ın da altını çizdiği gibi, genç yetenekleri çekmek ve elde tutmak için artık sadece yüksek maaşlar yeterli değil. Gençler; insani değerlere önem veren, kendilerini geliştirebilecekleri ve fikirlerinin kıymetli sayıldığı bir ortam arıyor.
“Best Workplaces for Young Millennials™ 2025” listesine giren şirketler, bu beklentilere sistemli biçimde yanıt veren yapılar kurarak öne çıkıyor. Gençlerin deneyimini merkeze alan stratejiler geliştiren bu kurumlar, yalnızca bugünün değil, geleceğin iş gücünü de inşa ediyor.
Şirketler için mesaj net: Genç kuşaklar, sadece iş aramıyor; anlam arıyor. Çalışan deneyimini bu anlayışla kurgulayan markalar ise geleceğin en güçlü işverenleri olacak.
Daha fazla içerik için tıklayın.