Çalışma hayatında kurallar hızla değişiyor. Artık yalnızca yüksek maaşlar, çalışanların bağlılığını ve mutluluğunu sağlamaya yetmiyor. Modern çalışanlar; takdir edilmeyi, değer görmeyi, esnek saatlerde çalışmayı ve iş-yaşam dengesi kurmayı daha çok önemsiyor. Edenred Türkiye‘nin LinkedIn üzerinden gerçekleştirdiği anket serisi de bu yeni beklentileri net bir şekilde ortaya koyuyor.
Çalışanlar artık kariyer seçimlerinde sadece finansal getirilere değil, insani ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasına da dikkat ediyor. Hibrid ya da uzaktan çalışma modelleri, takdir sistemleri ve kişiselleştirilmiş yan haklar, işveren markalarının cazibesini belirleyen en güçlü unsurlar haline geldi. Bu değişimin merkezinde ise değer görmek ve yaşam kalitesine katkı sağlayan iş modelleri bulunuyor.
Bu yazıda Edenred Türkiye’nin anket sonuçları üzerinden, günümüz çalışanlarının en çok önem verdiği unsurları derledik. Gelin birlikte çalışma hayatının nasıl dönüştüğüne göz atalım.
Hibrit Çalışma ve İş-Yaşam Dengesi Artık Vazgeçilmez
Edenred’in anketine katılanların %49’u ideal çalışma modeli olarak hibrit çalışma modelini tercih ettiğini belirtiyor. Bu modeli %32 ile tamamen uzaktan çalışma izliyor. Geleneksel ofiste çalışmak isteyenlerin oranı ise yalnızca %4. Bu sonuç, çalışanların esnekliği ne kadar önemsediğini ortaya koyuyor.
Hibrit modelin tercih edilmesinin temel sebepleri arasında sosyal etkileşim ve esneklik dengesi yer alıyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan çalışanlar için ulaşım süresi ve masraflarının azalması, hibrit modeli daha cazip kılıyor. Aynı zamanda evde geçirilen zamanın artması, kişisel yaşamla işin sınırlarını yeniden çizmeye yardımcı oluyor.
İş-yaşam dengesi kurma ihtiyacı sadece çalışan memnuniyetiyle değil; tükenmişlik sendromunun önlenmesi ve üretkenliğin artırılmasıyla da doğrudan bağlantılı. Artık iş dünyasında “çok çalışmak” değil, “akıllı ve dengeli çalışmak” değer görüyor.
Çalışma Hayatında Öncelik Değişti: Maaşın Yanında Değer ve Takdir Gerekli
“Çalışılacak bir şirketi cazip hale getiren unsurlar neler?” sorusuna verilen yanıtlar dikkat çekici. Katılımcıların %68’i rekabetçi maaş ve yan hakları birinci sıraya koyarken, %19’u şirket kültürü ve değerleri, %12’si ise iyi liderlik ve yönetim şeklinde cevapladı. Bu veriler, çalışanların sadece paraya değil, aynı zamanda kurumsal değerlere ve insan odaklı yönetime de önem verdiğini gösteriyor.
Bir diğer anketin çarpıcı sonucu ise “İş yerinize olan bağlılığınızı artıran unsur nedir?” sorusuna verilen yanıttı. Katılımcıların %63’ü bu soruya “takdir edilmek ve değer görmek” cevabını verdi.
Bu noktada işverenlerin yapabileceği en etkili hamlelerden biri, çalışanlarına kişiselleştirilmiş hediye kartları sunmak. Klasik plaket ve kupa gibi sembolik hediyelerin ötesine geçen bu sistem, çalışanların gerçekten önemsendiğini hissetmesini sağlıyor. Hediye kartları, bireylerin kendi ihtiyaçlarına ve zevklerine göre alışveriş yapmasına olanak tanıyor. Bu da hem memnuniyet hem de kuruma olan aidiyet hissini artırıyor.
İş Yaşam Dengesi ve Kişisel Gelişim İçin Esnek Çalışma Saatleri Şart
Ankete göre “Mesleki hedefleriniz neler?” sorusuna katılımcıların %40’ı iş-yaşam dengesi kurmak yanıtını verirken, %35’i yeni beceriler edinmek istediğini belirtiyor. %20 ise yurt dışı deneyimi kazanmayı hedefliyor. Bu veriler, modern çalışanların kariyer yolculuğunda sadece iş başarısına değil, kişisel gelişim ve yaşam kalitesine de odaklandığını kanıtlıyor.
Esnek çalışma saatleri bu dengenin kurulmasında kilit rol oynuyor. Edenred Türkiye’nin araştırmasında %55 oranında tercih edilen bu model, çalışanların hem özel hayatlarına zaman ayırmalarını hem de kendi ritimlerine uygun şekilde çalışmalarını mümkün kılıyor.
Esnek saatlerle birlikte; fiziksel sağlık, mental iyilik hali, sosyal yaşam ve üretkenlik artıyor. Bu yaklaşım özellikle Z kuşağı ve Y kuşağı gibi yeni nesil çalışanlar için artık bir tercih değil, zorunluluk olarak görülüyor.
Yeni Dönemde Başarı Değer Vermekten Geçiyor
Çalışma hayatında dengeler değişti, beklentiler yeniden tanımlandı. Günümüz çalışanları için yüksek maaş, tek başına işveren tercihinde belirleyici değil. Takdir edilmek, değer görmek, kişiselleştirilmiş yan haklar, esnek çalışma modelleri ve iş-yaşam dengesinin sağlanması; bir iş yerini “ideal” kılmak için gereken temel unsurlar haline geldi.
Bu dönüşüm, insan kaynakları stratejilerinde de köklü bir değişimi zorunlu kılıyor. Kurumlar artık sadece finansal paketlerle değil, değer odaklı yaklaşımlarla da çalışanlarını cezbetmek ve elde tutmak zorunda.
Edenred Türkiye’nin anket sonuçları bu değişimin güçlü bir yansıması. Hem çalışan mutluluğu hem de işveren markası açısından, yeni dönemin anahtarı; çalışanı sadece bir pozisyon değil, bir birey olarak görmekten geçiyor.
Benzer içerikler için tıklayın.
