Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) son verileri, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon (CYBE) vakalarının her gün dünya genelinde 1 milyonu aştığını ortaya koyuyor. Özellikle 15-49 yaş arasındaki bireyleri etkileyen bu enfeksiyonlar, çoğu zaman belirti göstermeden ilerliyor. Sessiz seyreden bu enfeksiyonlar tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor: kısırlık, düşük, dış gebelik ve hatta bazı kanser türleri.
Uzmanlara göre bu yayılımın arkasında farkındalık eksikliği, korunmasız ilişkiler ve önemsiz gibi görünen belirtilerin ihmal edilmesi yatıyor. Oysa erken teşhis ve doğru korunma, bu enfeksiyonların büyük bir kısmını tamamen önleyebiliyor.
Sessiz Bir Salgın: Frengi, HPV ve Diğerleri
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı, son 10 yılda sadece Türkiye’de değil dünya genelinde frengi vakalarının 7 ila 8 kat arttığını belirtiyor. Ciltte belirti vermeden ilerleyen bu enfeksiyon, iç organlara yayılıp yıllar sonra kalıcı hasarlara neden olabiliyor. Bu tablo, HPV, HIV ve Hepatit gibi diğer cinsel yolla bulaşan virüsler için de geçerli.
HPV ve Hepatit’e karşı aşılar mevcut olsa da, HIV hâlâ yalnızca korunma ile önlenebiliyor. Fakat birçok insan, “güvenli partner” algısıyla korunmasız cinsel ilişkiye girmeye devam ediyor. Bu da taşıyıcı olduğunun farkında olmayan bireylerin başkalarına farkında olmadan enfeksiyon bulaştırmasına neden oluyor.
Türkiye’de En Yaygın CYBE: Bel Soğukluğu ve Genital Uçuk
Türkiye’de en sık karşılaşılan cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında bel soğukluğu ilk sırada yer alıyor. Gonore, klamidya ve mikoplazma gibi bakterilerin neden olduğu bu rahatsızlıklar, zamanında teşhis edilmediğinde ciddi üreme sağlığı sorunlarına yol açabiliyor.
Bir diğer yaygın enfeksiyon ise HSV, yani genital uçuk. ABD ile birlikte Türkiye’de de en sık görülen ikinci CYBE olan genital uçuk, yaşam boyu nüks edebilen ağrılı yaralara neden olabiliyor. Her iki enfeksiyon da fark edilmeden uzun süre vücutta kalabiliyor ve bulaşıcılık riski taşıyor.
DSÖ’ye göre, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı en etkili korunma yöntemi prezervatif. Doğru ve düzenli kullanımda %90’a varan koruma sağlıyor. Ancak Türkiye’de durum pek iç açıcı değil. Durex Global Cinsellik Araştırması’na göre, sadece 10 kişiden 2’si prezervatifi enfeksiyonlardan korunma amacıyla kullanıyor. Katılımcıların %58’i prezervatifi yalnızca gebelikten korunmak için tercih ediyor.
Bu durum, cinsel sağlık bilincinin hala düşük seviyelerde olduğunu gösteriyor. Oysa uzmanlar, prezervatifin sadece doğum kontrolü aracı olmadığını, aynı zamanda enfeksiyonlara karşı da güçlü bir bariyer olduğunu vurguluyor.
Güvenli Partner Algısı Risk Oluşturuyor
Araştırmalar, toplumda yaygın olan “güvenli partnerle birlikteysem korunmaya gerek yok” düşüncesinin, enfeksiyonların sessiz yayılımına zemin hazırladığını gösteriyor. Katılımcıların %46’sı prezervatif kullanımına gerek duymadığını belirtirken, Prof. Dr. Eskiçorapçı bu konuda uyarıyor: “Farkında olmadan taşıyıcı olabilirsiniz. Bu sadece partnerinizi değil, doğacak çocuğunuzu bile etkileyebilir.”
Güvenli cinsellik yalnızca karşılıklı sadakatle değil, aynı zamanda düzenli sağlık kontrolleri ve bilinçli korunma yöntemleriyle sağlanabiliyor.
“Sevgi, önce korumaktan geçer” diyen Eskiçorapçı, cinsel ilişkide karşılıklı sorumluluğun altını çiziyor. Plansız gebelik kadar önemli olan bir diğer konu da konjenital hastalıklar. Özellikle hamilelik döneminde bulaşan enfeksiyonlar düşük, erken doğum veya doğumsal anomalilere neden olabiliyor.
Bu nedenle prezervatif kullanımı, yalnızca bireysel sağlığı değil, doğacak nesilleri de ilgilendiren bir konu haline geliyor. Sağlıklı bir toplum yapısı için korunmanın temel bir alışkanlık haline gelmesi gerekiyor.
Cinsel Sağlıkta İnovasyon: Konfor Artıyor
Cinsel sağlık alanındaki teknolojik gelişmeler, kullanıcıların konforunu artırmaya devam ediyor. Artık piyasada farklı bedenlere, hassasiyetlere ve tercihlere uygun prezervatif çeşitleri bulunuyor. Eskiçorapçı, bu inovasyonların cinsel ilişki kalitesini artırarak çiftler arasında güven ve uyumu güçlendirdiğini belirtiyor.
Kısacası, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar konusunda farkındalık kadar, bireylerin bu sürece duyarlılıkla yaklaşması da önem taşıyor. Gelişen ürünler, bilgiye erişimin kolaylaşması ve uzman uyarıları dikkate alındığında, bu sessiz salgınla mücadele etmek mümkün.
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar; fark edilmeden, sessizce ilerliyor. Belirti göstermemeleri, çoğu zaman bu hastalıkların göz ardı edilmesine yol açıyor. Ancak bu sessizlik, hem bireysel sağlığı hem de toplumun genel sağlık düzeyini tehdit eden ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Kısırlık, düşük, konjenital hastalıklar, hatta bazı kanser türleri gibi sonuçlarla karşılaşmak mümkün. Üstelik, birçok kişi enfeksiyon taşıyıcısı olduğunun farkında bile olmadan partnerine bulaştırabiliyor.
Bu zinciri kırmanın yolu ise bilinçli hareket etmekten geçiyor. Korunmanın basit ama etkili yolları var ve bunların başında prezervatif kullanımı geliyor. Fakat korunma yöntemleri kadar önemli olan bir diğer konu da farkındalık. Bilgi sahibi olmak, doğru tercihler yapmak ve cinsel sağlığı bir sorumluluk olarak görmek, bu sessiz salgını durdurmanın en güçlü adımlarından biri.
Benzer içerikler için tıklayın.