Ewelina Bialoszewska’nın “Ekilebilir Fotoğraf Albümü” projesi, geleneksel aile albümünü tamamen farklı bir boyuta taşıyor. El yapımı, içine tohumlar ekilmiş özel kağıtlardan oluşturulan bu albüm, fotoğraflardaki bitkilerle bağlantılı tohumları içeriyor ve toprakta ekildiğinde gerçek bitkilere dönüşüyor. Böylece sadece görsel hafıza değil, somut bir doğa deneyimi de yaşayabiliyorsunuz. Bu yenilikçi yaklaşım, anıları fiziksel olarak büyütebilen ve yaşam bulan bir forma dönüştürerek hafızayı, kökleri ve kimliği derinlemesine hissettiriyor.
Kişisel Tarih ve Köklerle Bütünleşme
Polonyalı sanatçı, ailesinin geçmişine dair fotoğraf arşivleri ve memleketi Lubań’ın eski haritalarından ilham alarak kağıdı üretiyor. Büyükannesinin gazete kupürleri gibi değerli arşiv materyalleri bu sürece dâhil edilirken, kağıt hamuruna tohumlar serpiştiriliyor. Transfer baskı teknikleriyle fotoğrafların üstüne uygulanan bu kağıt, hafıza ile doğanın iç içe geçtiği hissettirici ve hafif soluk bir görünüm sağlıyor. Albüm sayfalarının zamanla çürüyerek toprağa karışması ve tohumların filizlenmesi, geçmişle bugünü, anılarla yaşamı birleştiriyor.
Ekilebilir Fotoğraf Albümü ile Göç, Kimlik ve Köklerle Yeniden Bağlantı
“Growing Album” bir sanat deneyiminin çok ötesinde; göç olgusuna, kimlik arayışına ve köklerle bağ kurulmasına dair güçlü bir ifade aracı. Ewelina, uzaklaşan insanların kültürel kökleriyle yeniden temas kurmasını amaçlarken kullanıcının, sadece mekan ve insan görüntüleri görmekle kalmayıp bu topraklardan gelen bitkileri de büyütebilmesini sağlıyor. Albümün her sayfası, görsel ile o görsele ait tohumun birleşimiyle hem anlatı hem de yeni bir yaşam alanı yaratıyor, böylece göçmenlerin “ev” kavramını yeniden tanımlamasına olanak tanıyor.
Sanat ve Doğa: “Growing Album”un Sürdürülebilir ve Duygusal Değeri
Ewelina Bialoszewska’nın “Growing Album” projesi, sadece bir fotoğraf albümü olmanın ötesinde, hem sanat hem de doğa ile iç içe bir duygusal deneyim sunuyor. Albümün sayfalarına gizlenmiş tohumlar, toprağa ekildiklerinde yeni bir yaşam başlatıyor ve böylece bireylerin anıları, kökleri ve aidiyet duyguları gerçek anlamda “yeşeriyor.” Bu sanat eseri, biyolojik olarak parçalanan özel kağıtları ve fotokimyasallarla işlenen görüntüleriyle, hatıraların geçiciliğini ve yaşam döngüsünü somutlaştırıyor. Albümün her sayfası, içindeki tohumların doğaya karışarak hayat bulmasıyla birlikte anıların da canlı kalmasını sağlıyor.
Bu proje, göçmenlerin kültürel kimliklerini yeniden keşfetmelerine ve kökleriyle güçlü bir bağ kurmalarına da olanak tanıyor. Sanatçı, uzaklara giden insanların hikâyelerini, mekânları ve kültürel değerleri somutlaştırarak, her yeni filizlenen bitkinin onların aidiyet hissini temsil etmesini amaçlıyor. Bu benzersiz ürün, sanatsal ifadenin toplumsal ve biyolojik boyutunu üst düzeye çıkaran, sıradışı ve anlamlı bir yorum olarak sanat dünyasında özel bir yere sahip.
“Growing Album”, doğa ile insan hafızasının iç içe geçtiği, anıların sadece gözle görülmeyen değil, aynı zamanda hissedilen ve büyüyen bir varlık olduğunun simgesi. Bu anlamda, sanat ve doğa arasındaki sınırları eriten, çağdaş sanatın en etkileyici örneklerinden biri olarak değer kazanıyor.
Benzer içerikler için tıklayın.