Hazır giyim ihracatı, Türkiye’nin en güçlü sektörlerinden biri olarak uzun yıllar liderliğini korudu. Ancak 2025’in ikinci çeyreğinde sektör ciddi bir kırılma yaşıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) açıkladığı güncel verilere göre, hazır giyimin toplam ihracattaki payı yüzde 6,2’ye gerileyerek tarihindeki en düşük seviyeye ulaştı.
2019 yılında ihracat pastasında yüzde 10’luk güçlü bir dilime sahip olan sektör, son 5 yılda kademeli düşüşler yaşadı. 2024’te yüzde 6,9 seviyelerine inen bu oran, 2025 Haziran itibarıyla kritik eşiğin de altına inmiş durumda. Bu durum, yalnızca rakamlara değil, istihdama ve üretim yapısına da ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Maliyet Artışı ve Talep Daralması Sektörü Vuruyor
Hazır giyim ihracatında yaşanan düşüşün temel nedenleri arasında üretim maliyetlerindeki artış ve Avrupa pazarındaki daralma öne çıkıyor. Türkiye’de birim üretim maliyetlerinin, başta Bangladeş ve Vietnam olmak üzere rakip ülkelere kıyasla yüzde 40 ila 50 daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Sektör temsilcilerine göre artan enerji ve işçilik maliyetleri, kurdaki baskı ve hammaddeye erişim sorunları, ihracatta rekabet gücünü zayıflatıyor. Döviz kurunun enflasyon karşısında değer kaybetmesi de ihracatçıların kar marjını daraltıyor. Özellikle Almanya, Fransa ve İtalya gibi ana pazarlardan gelen siparişlerde ciddi azalma yaşanırken, büyük alıcılar daha uygun fiyatlı tedarikçileri tercih ediyor.
Sonuç olarak, 2025’in ilk altı ayında ihracatta yüzde 6,5 oranında bir azalma gözlemlendi. Haziran ayında bu düşüş daha dramatik hale geldi: Bir önceki aya göre yüzde 21, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 6,9’luk kayıpla 1,2 milyar dolarlık bir dış satıma geriledi.
Hazır Giyimde İthalat Artıyor, İç Pazar Küçülüyor
İhracattaki düşüşün yanında ithalattaki artış da dikkat çekici. TÜİK verilerine göre 2023’te 3,56 milyar dolar olan hazır giyim ithalatı, 2025’in ilk beş ayında yüzde 20,9 artarak 1,5 milyar doları aştı. Yerli üreticinin dış pazarda zorlandığı bu dönemde, iç piyasada da fiyatlar ve tüketici talebi arasındaki makas açılıyor.
Uygun fiyatlı ithal ürünler, özellikle zincir mağazalar ve e-ticaret kanallarında tüketiciye daha cazip geliyor. Bu durum yerli üreticilerin iç pazarda da tutunmasını zorlaştırıyor. Öte yandan, tüketici davranışlarında değişim de sektörü etkiliyor. Tüketici artık daha az ama daha fonksiyonel ve dayanıklı ürünler tercih ediyor.
Ayrıca, hızlı moda markalarının agresif kampanyaları ve sosyal medya üzerinden yön verdikleri alışveriş trendleri de küçük ve orta ölçekli yerli üreticileri zor durumda bırakıyor.
Mısır Yeni Üretim Üssü Oluyor, İhracat Kan Kaybediyor
Yükselen maliyetlere karşı çözüm arayan birçok Türk hazır giyim firması, üretimlerini Mısır’a kaydırmaya başladı. Mısır; düşük enerji ve iş gücü maliyetleri, cazip yatırım teşvikleri ve Avrupa Birliği’ne gümrüksüz ihracat imkanı sayesinde üreticiler için önemli bir alternatif haline geldi.
2024’ün ilk beş ayında Mısır’dan Türkiye’ye yapılan hazır giyim ithalatı 170 milyon dolara ulaştı. Böylece Mısır, Çin’in ardından Türkiye’nin en büyük ikinci hazır giyim tedarikçisi oldu. Üretimin yurt dışına kayması ise sadece ihracatı değil, istihdamı da olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, bu eğilimin devam etmesi durumunda özellikle Marmara ve Ege bölgelerinde ciddi iş gücü kayıpları yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin üretici kimliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu ve yeni bir stratejiye ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.
Yeni Bir Yol Haritasına İhtiyaç Var
Hazır giyim ihracatında yaşanan bu gerileme, sadece geçici bir dalgalanma değil; yapısal bir dönüşümün sinyali. Yüksek maliyetler, düşük talep ve ithalat baskısı, sektörün geleceğini tehdit ediyor. Uzmanlara göre bu trendin tersine dönmesi için üretim maliyetlerinin düşürülmesi, dijitalleşme ve katma değerli üretimin artırılması gibi stratejik adımlar şart.
Ayrıca iç pazarda yerli üreticilerin desteklenmesi, teşviklerin yeniden gözden geçirilmesi ve markalaşma çalışmalarına ağırlık verilmesi gerekiyor. Aksi takdirde Türkiye, hazır giyim gibi güçlü bir sektörde bile kalıcı pazar kayıpları yaşayabilir.
Tüm bu veriler ışığında, hazır giyim ihracatındaki düşüş sadece geçici bir duraksama değil, yapısal sorunların acil çözüm beklediği bir döneme işaret ediyor. Türkiye’nin bu alandaki rekabet gücünü yeniden kazanması için üretim maliyetlerinin düşürülmesi, ihracatı destekleyecek yeni politikaların hayata geçirilmesi ve yerli markaların global pazarda daha güçlü bir şekilde varlık göstermesi gerekiyor. Aksi halde, hazır giyim sektörü uzun yıllar sonra ilk kez kalıcı bir gerileme riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Daha fazla içerik için tıklayın.