Heinz, markasını tanıtmak için alışılmışın dışında bir strateji izliyor. Wieden+Kennedy London imzalı “It Has to Be” isimli son açıkhava kampanyasında, Heinz logosunu tamamen kaldırarak ürünlerinin kendini anlatmasını sağlıyor. Ketçap, mayonez, fasulye ve domates çorbası gibi ürünlerin yakın çekim fotoğraflarının kullanıldığı bu kampanya, klasik marka bilinirliği kavramını tersine çeviriyor. Ürünlerin lezzeti ve kalitesi, sadece görseller ve yaratıcı tipografi ile tüketiciye güçlü bir şekilde hissettiriliyor.
Heinz’ın Yenilikçi Reklam Serüveni ve “It Has to Be” Sloganı
Son yıllarda Heinz, dikkat çekici reklam kampanyalarıyla sektöründe fark yaratıyor. Mars koşullarında yetiştirilen özel domateslerden ketçap üretimi, Fortnite oyununda yapılan domates farkındalık kampanyası ve sahte marka ürünlerine karşı renk etiketi uygulaması gibi yenilikçi projelerle marka imajını güçlendirdi.
“Heinz olmalı” anlamına gelen “It Has to Be” sloganı, özellikle ketçap alanında oturmuş bir marka kimliği yarattı. Bu slogan, markanın ketçap sektöründeki güvenilirliğini ve kalitesini tüketici zihninde kalıcılaştırıyor. Ayrıca, ketçap dökülmesine karşı sunulan ketçap sigortası ve Hollanda’da tanıtılan granüllü ketçap gibi inovasyonlar da bu iletişimi destekliyor.
“It Has to Be” Kampanyasında Logo Olmadan Güçlü Mesajlar
İngiltere’de yayımlanan son açıkhava kampanyasında ise Heinz logosu tamamen çıkarıldı. Ürün yakın çekimleri ve tipografik ifadelerle “It has to be chips” (Patates kızartması olmalı), “It has to be bread” (Ekmek olmalı) gibi dikkat çeken sloganlar kullanıldı. Bu yaratıcı yaklaşım, tüketicinin marka ile bağ kurmasını sağlarken, ürün kalitesini de ön plana çıkarıyor.
Benzer bir yöntem süpermarket zinciri Tesco tarafından da uygulandı. Tesco, logosundaki harfleri sebze ve meyvelerle değiştirerek farklı ve etkileyici bir görsel iletişim yarattı.
Benzer içerikler için tıklayın.
