Müşterinin ihtiyacını anlık olarak okuyan IKEA, yağmurda şemsiye fiyatını düşürerek duygusal bağ kurmanın en etkili yolunu gösteriyor.
Pazarlamada “Lovemark” olmak, tüketicinin kalbine dokunmaktan geçer. İsveçli dev IKEA, şemsiye fiyatlandırmasındaki hassas ayarıyla tam olarak bunu yapıyor. Güneşliyken standart fiyattan satılan ürünün, yağmur bastırdığında yarı yarıya ucuzlaması, IKEA’nın müşterisine verdiği sessiz ama güçlü bir mesajdır:
“Islandığını görüyorum ve bunu senin için kolaylaştırıyorum.”
Ani Karar Anlarını Pozitif Deneyime Çevirmek
Alışverişten çıkan bir müşteri için yağmur, beklenmedik bir stres kaynağıdır. IKEA, bu negatif duygu durumuna pozitif bir sürprizle müdahale ediyor. Yağmurda şemsiye satmak kolaydır; ancak yağmurda şemsiyeyi indirimli satmak, IKEA gibi vizyoner markaların işidir. Bu hamle, müşterinin ani satın alma kararını rasyonel bir tercihten çıkarıp duygusal bir teşekküre dönüştürüyor.
Yağmurlu Günde Yanında Olan Marka “IKEA”
Reklamcılıkta asıl farkı yaratan, bütçeler değil, bu tür insani dokunuşlardır. IKEA bu stratejiyle, müşterisiyle arasındaki ilişkiyi “alıcı-satıcı” ilişkisinden çıkarıp “dostane” bir düzleme taşıyor. Yağmurlu havada müşterisini koruyan bir marka, o müşteri evini yenileyeceği zaman akla gelen ilk isim olmayı garantiliyor. Bu örnek, empatinin en az kalite kadar önemli bir ticari değer olduğunu tüm sektöre hatırlatıyor.
Markaların pazarlama stratejileri ve marka yönetimi hakkında daha fazla içeriğe buradan ulaşabilirsiniz.
