Markaların ünlü seçimi, günümüz pazarlama dünyasında sadece popüler bir yüz bulmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Hedef kitleyle duygusal bağ kurmak, marka değerini yansıtmak ve uzun vadeli sadakat oluşturmak için doğru ünlüyle iş birliği yapmak kritik bir stratejik karar hâline geldi.
İngiltere merkezli pazar araştırma şirketi Human Made Machine (HMM) tarafından yayımlanan son rapor, markaların neden sadece tanınırlığa değil, gerçek beğeni ve uyuma odaklanmaları gerektiğini çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. On binlerce reklam ve dört milyonu aşkın tüketici geri bildirimiyle elde edilen içgörüler, başarılı kampanyaların arkasında hangi seçimlerin yattığını netleştiriyor.
İşte markaların ünlü seçimi konusunda dikkate alması gereken 3 temel unsur:
Dikkat Çekicilik: İlk 3 Saniyede İzleyiciyi Yakala
Sosyal medyada içerikler hızla geçiliyor; kullanıcılar çoğu videoyu ilk birkaç saniyede terk ediyor. Bu nedenle markaların ünlü seçimi, reklamın dikkat çekiciliğiyle doğrudan bağlantılı. HMM verilerine göre, olumlu algı oranı yüksek olan (ilk %20’lik dilimde yer alan) ünlülerle yapılan kampanyalar, reklamın hatırlanma oranını önemli ölçüde artırıyor.
-
Uzun vadeli iş birlikleri, tek seferlik anlaşmalara kıyasla daha yüksek etki sağlıyor.
-
Marka elçisi olarak konumlanan ünlüler, markayla bütünleşerek sembolik bir güç yaratabiliyor.
-
Tanınmış isimler sayesinde, daha uzun ve duygusal hikâyeler anlatmak mümkün hâle geliyor.
Serena Williams-Nike veya Rihanna-Fenty Beauty örnekleri, markanın öz değerleriyle örtüşen uzun soluklu iş birliklerinin nasıl güçlü marka kimliği yarattığını gösteriyor.
Rasyonel Çekicilik: Ürünle İlişkili ve Güvenilir Olmalı
Markaların ünlü seçimi, sadece dikkat çekmek için değil, aynı zamanda ürünü anlamlı kılmak için de yapılmalı. Ünlü kişi, reklamda oynadığı rolle ürünün hangi sorunu çözdüğünü, neden ihtiyaç duyulduğunu doğal biçimde göstermeli. İzleyici, kendini reklamda görmeli.
-
Ünlünün, tüketiciyle benzer yaşam tarzı ve değerleri paylaşması tercih edilmeli.
-
Yerel pazarlara özel ünlü kullanımı, daha yüksek güven ve etkileşim yaratıyor.
-
“Anlatmak” yerine “göstermek” temelli senaryolar daha fazla etki bırakıyor.
Örneğin, ABD’de bireysel başarı hikâyeleri etkiliyken, Hindistan gibi pazarlarda aile bağları öne çıkıyor. Dolayısıyla kültürel farkındalık, ünlü seçiminde olmazsa olmaz kriterlerden biri.
Marka Etkileşimi: Değerlerle Uyum Şart
Ünlüyle yapılan reklam yalnızca bir projeden ibaret olmamalı; marka kimliğini beslemeli. Markaların ünlü seçimi, sadece etki yaratmak için değil, uzun vadeli marka algısı oluşturmak için yapılmalı. Bu noktada, ünlünün temsil ettiği değerlerin markayla ne kadar örtüştüğü kritik önem taşıyor.
-
Ünlü kişi, markanın temsil ettiği mesajlara uygun olmalı.
-
Ortaklaşa yaratılan hikâye, marka değerlerini somutlaştırmalı.
-
Zaman içinde bu iş birliği, tüketicide sadakat ve duygusal bağlılık oluşturmalı.
Nike’ın “Just Do It” felsefesiyle Serena Williams veya Cristiano Ronaldo gibi sporcuların uyumu, bu stratejinin ne kadar etkili olabileceğini gözler önüne seriyor.
En Sık Yapılan 3 Hata: Markaların Dikkat Etmesi Gerekenler
HMM raporu, reklam performansını zayıflatan ve sıkça karşılaşılan üç kritik hatayı da vurguluyor:
1. Popülerlik = Evrensel Beğeni Sanmak
Bir ünlünün geniş hayran kitlesine sahip olması, herkes tarafından sevildiği anlamına gelmez. Örneğin, dünya çapında popüler olan BTS, 18-34 yaş arası hedef kitlede yalnızca %51 beğeni oranına ulaşabilmiş. Daha az bilinen ancak sempatik ve ilişkilendirilebilir isimler, daha iyi performans gösterebilir.
2. Ünlünün Markayı Gölgede Bırakması
Bazı durumlarda, ünlünün kendi markası ya da açıklamaları, iş birliği yaptığı markayı gölgede bırakabiliyor. Elon Musk’ın Tesla ile yaşadığı iletişim sorunları buna örnek. Başta olumlu etki yaratırken, zamanla marka imajına zarar verebilecek söylemler risk teşkil edebilir.
3. Marka Vurgusunun Yetersiz Olması
Hikâye anlatımı önemli olsa da, hikâyenin markayla net bir bağlantı kurması şart. “Fazla marka gösterimi rahatsız eder” düşüncesi yersiz. HMM’ye göre, erken yerleştirilen logo ya da marka mesajı, reklamın akılda kalıcılığını artırıyor. Özellikle sosyal medya reklamlarında bu faktör büyük fark yaratabiliyor.
Markaların Ünlü Seçimi Tesadüfe Bırakılamaz
Markaların ünlü seçimi, bir reklam taktiği değil, doğrudan marka stratejisinin temel taşıdır. Tüketiciyle kurulan ilk temastan itibaren doğru isimle ilerlemek, yalnızca kampanyanın başarısını değil, markanın uzun vadeli algısını da belirler.
HMM’nin araştırmaları gösteriyor ki:
-
Başarı; popülerlikte değil, uyumda yatıyor.
-
Doğru yüz, doğru mesaj ve doğru bağlam buluştuğunda, tüketicinin zihninde unutulmaz bir iz bırakmak mümkün oluyor.
Benzer araştırmalar ve daha fazlasına ulaşmak için buraya tıklayın.