Modern Erkeklik Temsili Değişiyor: Reklamlar Hâlâ Geriden Geliyor!

Modern Erkeklik Temsili

Modern erkeklik temsili, toplumsal algıların dönüşümüyle birlikte radikal şekilde değişiyor. Ancak reklam dünyası, bu evrime ayak uydurmakta zorlanıyor. Genç erkekler artık güç, kontrol ve sertlik yerine; kırılganlık, duygusal zeka ve kişisel gelişim gibi değerlere daha fazla anlam yüklüyor. Buna rağmen ekranlardaki erkek karakterler hâlâ klişelere saplanmış durumda.

Channel 4 ve National Research Group tarafından İngiltere’de gerçekleştirilen bir araştırma, markaların bu dönüşümü kaçırmakta olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre genç erkekler, reklamlarda gördükleri maskülen figürlerin gerçeklikten uzak, yüzeysel ve bağ kurulamaz olduğunu düşünüyor. Geleneksel “güçlü adam” figürü yerini çok daha çeşitli, duygusal ve gelişim odaklı bir anlayışa bırakırken; markalar hâlâ eski kalıpları tekrar etmekte ısrarcı.

Modern Erkeklik Temsili, Reklamlarda Hâlâ Göz Ardı Ediliyor

2020–2024 yılları arasında yayınlanan reklamlarda erkek karakterlere yer verme oranı %53 olsa da bu oran, izleyicilerin kendilerini temsil edilmiş hissetmeleri için yeterli değil. Özellikle 25–34 yaş grubundaki erkeklerin %50’si, reklamlarda rol model olarak görebilecekleri bir figürle neredeyse hiç karşılaşmadıklarını söylüyor.

Reklamlarda hâlâ baskın olarak “güçlü”, “otoriter” ve “geleneksel” erkek karakterler öne çıkıyor. Ancak genç erkeklerin beklentileri bu çerçevenin çok dışında. Onlar için artık dayanıklılık, duygusal açıklık ve kişisel gelişim gibi nitelikler daha ön planda. İlham verici hikâyeler arıyorlar; ama bu hikâyelerin gerçek, duygusal katmanlara sahip ve çok yönlü olmasını talep ediyorlar.

Modern erkeklik temsili artık tek boyutlu bir kalıba sığmıyor. Genç erkekler, her bireyin kendi maskülenliğini tanımlama hakkına sahip olduğunu savunuyor. Bu da markalar için yaratıcı anlatıların yeniden şekillenmesi gerektiğini gösteriyor.

“Toksik Maskülenlik” Söylemi Neden Yabancılaştırıyor?

Araştırmada öne çıkan bir diğer bulgu ise reklam dilinin erkeklerle bağ kurmakta başarısız olduğu yönünde. Özellikle “toksik maskülenlik” gibi etiketleyici terimlerin, erkekler tarafından dışlayıcı ve suçlayıcı bulunduğu görülüyor. Erkekler bu dili kendilerine yönelik bir saldırı gibi algılayabiliyor.

İlginç bir veri ise baskının kaynağına dair: Genç erkeklerin yarısından fazlası, üzerlerinde hissettikleri “daha erkeksi olma” baskısının kadınlardan geldiğine inanıyor. Bu da toplumsal cinsiyet rollerine dair algıların karmaşıklaştığını ve erkeklik tanımının yalnızca erkekler arasında değil, kadınlarla kurulan ilişkilerde de yeniden şekillendiğini gösteriyor.

Bu noktada markaların yapması gereken, erkekliğe dair sorumluluk sahibi ama yargılayıcı olmayan bir yaklaşım benimsemek. Suçlayıcı değil, kapsayıcı bir dil hem hedef kitleyle daha güçlü bağ kurmayı sağlar hem de toplumsal sorumluluğu yerine getirir.

Erkeklik Artık Gelişim, Dayanıklılık ve Duygusal Zekayla Tanımlanıyor

Günümüz erkekleri için “iyi bir adam” olmak artık sadece fiziksel güçle ölçülmüyor. Duygusal dayanıklılık, gelişim arzusu ve özgüven, modern erkeklik tanımında merkezi yer tutuyor. Genç erkekler, kendi potansiyellerini gerçekleştirme fikrine büyük önem veriyor. Artık ideal erkek figürü; başarısızlıktan korkmayan, duygularını ifade edebilen, arkadaşlık ilişkilerine yatırım yapan biri olarak karşımıza çıkıyor.

Araştırma, birçok erkeğin hâlâ evde “geçim sağlayan” kişi olduğunu düşündüğünü ortaya koysa da bu rolün giderek evrim geçirdiği görülüyor. Erkekler, iyi bir eş ya da iyi bir baba olmanın, finansal katkıdan daha fazla önem taşıdığını vurguluyor.

Reklamların bu yeni erkeklik anlayışını yansıtması, hem bireysel temsiliyet açısından değerli hem de markalar için stratejik bir fırsat. Duygusal zeka, empati ve gelişim temelli hikâyeler, sadece ilham verici değil; aynı zamanda daha gerçek ve bağ kurulur hale geliyor.

Markalara Çağrı: Modern Erkekliği Doğru Anlatın

Channel 4 ve NRG, araştırma sonucunda markalara şu önerilerde bulunuyor:

  • Kapsayıcı erkeklik temsilleri yaratın. Irk, cinsel yönelim, sınıf ve fiziksel farklılıklar gibi kesişim noktalarını göz önünde bulundurun.

  • Duygusal derinliğe alan açın. Sertlikten ziyade, kişisel gelişimi ve duygusal zekayı vurgulayan anlatılar oluşturun.

  • Etiketlerden uzak durun. “Toksik” gibi suçlayıcı terimlerden kaçının; bunun yerine empatik ve pozitif bir dil kullanın.

  • Arkadaşlık ve dostluğu ön plana çıkarın. Duygusal güvenliğin en çok bu ilişkilerde kurulduğu unutulmamalı.

  • Mizahı unutmayın. Eğlenceli ve samimi anlatılar, erkeklerle bağ kurmanın güçlü bir yolu olabilir.

Modern erkeklik temsili, sadece sosyal bir dönüşüm değil; aynı zamanda yaratıcı sektörler için yenilikçi anlatıların kapısını aralayan büyük bir fırsat. Reklamcılar ve markalar, bu dönüşümü fark edip doğru şekilde yansıttıkça, hem toplumsal değişime katkı sağlayacak hem de izleyiciyle gerçek bir bağ kurma şansı yakalayacak.

Benzer içerikler için tıklayın.

Önceki Yazı

Baby Turco Doğadan’dan Yeni Temizlik Havluları ile Pratik Hijyen

Sonraki Yazı

Union İstanbul Franchise Modeliyle Sektörde Bir İlki Gerçekleştiriyor!