PepsiCo Türkiye, sürdürülebilir su yönetimi yaklaşımını daha geniş bir ekosisteme yayıp doğaya kazandırdığı değerle sektörde güçlü bir dönüşümün öncülüğünü üstleniyor. “Bir Damla Bir Dünya” projesi, yalnızca su tasarrufu odaklı bir girişim olmanın ötesine geçiyor; modern tarım pratiklerinden üretim tesislerindeki geri kazanım süreçlerine kadar geniş kapsamlı bir çevresel etki yaratıyor. Proje, PepsiCo’nun Net Su Pozitif vizyonunu sahada somut sonuçlarla destekleyen yenilikçi bir model olarak konumlanıyor. Su kaynaklarının verimli yönetilmesi, tarımda teknolojik dönüşümün teşvik edilmesi ve yerel üreticilerin sürdürülebilir geleceğe hazırlanması, markanın uzun vadeli stratejisinin önemli ayaklarından birini oluşturuyor. PepsiCo Türkiye bu projeyle hem operasyonel verimliliğini artırıyor hem de toplumun su geleceği için güçlü bir yatırım gerçekleştiriyor.
Sürdürülebilir Su Yönetimi Modelinin Kapsamı
PepsiCo Türkiye’nin sürdürülebilir su yönetimi yaklaşımı, suyu yalnızca tüketilen bir kaynak olarak değil, korunması gereken stratejik bir değer olarak ele alıyor. “Bir Damla Bir Dünya” projesi bu anlayışın en somut örneği niteliğinde. Doğa Koruma Merkezi ortaklığında yürütülen çalışmalarla şirket, 2024 yıl sonu itibarıyla 735 milyon litre su tasarrufu sağlayarak bu alanda güçlü bir etki yarattı. 2025 yılı için belirlenen 1.6 milyar litrelik tasarruf hedefi ise projenin ölçeğini daha da büyütüyor. Bu miktarın yaklaşık 674 olimpik havuza karşılık gelmesi, yapılan işin hem çevresel hem de toplumsal öneminin altını çiziyor. Proje; su kıtlığının yoğunlaştığı bölgelerde riskleri azaltmayı, modern sulama yöntemlerini yaygınlaştırmayı ve tarımsal verimliliği artırmayı hedefleyen kapsamlı bir dönüşüm modeli olarak öne çıkıyor.
PepsiCo Tesislerinde Su Geri Kazanımı
PepsiCo Türkiye, fabrikalarında uyguladığı geri kazanım süreçleriyle sürdürülebilirlik alanında referans kabul edilen bir performans ortaya koyuyor. Şirketin Manisa fabrikasında kullanılan suyun tamamı, İzmir tesisinde yüzde 94’ü ve Tarsus tesisinde yüzde 58’i doğaya geri kazandırıldı. Bu veriler, PepsiCo’nun yalnızca tüketimi azaltmakla yetinmediğini; suyu geri döngüye kazandırma konusunda global standartları aşan bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor. 2023 ve 2024 yıllarının toplamında 735 milyon litre su tasarrufuna ulaşılması, sürdürülebilir işletme yönetiminin sahadaki en güçlü göstergesi olarak kabul ediliyor. Hedeflenen 1.6 milyar litrelik tasarruf, şirketin önümüzdeki dönemde de aynı kararlılıkla su verimliliği odaklı yatırımlarını artıracağını ortaya koyuyor.
Su Krizi ve PepsiCo’nun Stratejik Yaklaşımı
İklim krizi, kuraklık ve suyun yanlış kullanımına bağlı olarak su kaynakları üzerindeki baskı her yıl daha da artıyor. Tarım sektörü bu tüketimin büyük bir bölümünü oluşturduğu için doğru yönetilmediğinde risk potansiyeli katlanarak büyüyor. PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ergün Günay’ın vurguladığı gibi su artık yalnızca çevresel bir konu değil, ekonomik ve toplumsal etkileri olan kritik bir mesele. PepsiCo, Net Su Pozitif vizyonu kapsamında özellikle su riski yüksek bölgelerde kullandığı suyun tamamını doğaya geri kazandırmayı stratejik bir hedef olarak benimsemiş durumda. “Bir Damla Bir Dünya” projesi; çiftçilerin modern sulama teknikleriyle buluşturulması, toprak yönetimi eğitimlerinin verilmesi ve basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla sektör genelinde dönüşüm sağlayan bir iş birliği modeli ortaya koyuyor.
Türkiye’nin Su Geleceğine Yapılan Katkı
PepsiCo Türkiye, sürdürülebilir su yönetimi yatırımlarını yalnızca kendi operasyonlarıyla sınırlamıyor; tarımsal üretimden tedarik zincirine kadar geniş bir ekosistemde etkili sonuçlar yaratmayı hedefliyor. “Bir Damla Bir Dünya” projesiyle elde edilen kazanımlar, hem yerel üreticilerin dayanıklılığını artırıyor hem de bölgesel su risklerinin azalmasına katkı sunuyor. Projenin önümüzdeki dönemde daha fazla bölgeye yayılması planlanıyor. Bu yaklaşım, sürdürülebilirlik alanında yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik fayda üreten uzun vadeli bir vizyonu temsil ediyor. PepsiCo’nun sürdürülebilirlik stratejisinde suyun merkezi bir unsur olarak konumlanması, markanın Türkiye’nin su geleceği için attığı adımların kalıcı bir etki yaratacağını gösteriyor.
Benzer haber içeriklerine buradan ulaşabilirsiniz.
