Starbucks 2025 satış verileri, küresel kahve devi için karışık sinyaller veriyor. Şirketin Nisan-Haziran dönemini kapsayan üçüncü mali çeyrek sonuçları açıklandı. Rakamlar, gelirdeki artışa rağmen kârlılıkta ciddi bir düşüş olduğunu ortaya koyuyor. Starbucks’ın küresel karşılaştırılabilir mağaza satışları yüzde 2 gerilerken, net kârı geçen yıla göre neredeyse yarıya indi.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli şirketin bu çeyrekte elde ettiği gelir, 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 3,8 artarak 9,5 milyar dolara ulaştı. Ancak bu pozitif görünüm, kârlılık verileriyle gölgede kaldı. Starbucks’ın net kârı yüzde 47,1 düşüşle 558,3 milyon dolara indi. Hisse başına düşen kazanç ise yüzde 47,3 azalarak 49 sent seviyesine geriledi.
Bu gelişmeler, özellikle yatırımcılar açısından soru işaretleri doğururken, şirketin küresel stratejileri ve bölgesel performansı yeniden gündeme geldi. Kuzey Amerika’daki gerileme, Çin pazarındaki küçük artışla dengelenmeye çalışılsa da, küresel düzeyde markanın baskı altında olduğu görülüyor.
Bölgesel Performans: Çin Kazandırdı, ABD Geriledi
Starbucks 2025 satış verileri, farklı pazarlardaki ayrışmayı net şekilde ortaya koyuyor. Şirketin ana pazarı olan Kuzey Amerika ve özelde ABD’de, karşılaştırılabilir satışlar yüzde 2 geriledi. Bu düşüş, hem tüketici talebindeki yavaşlamayı hem de marka algısındaki değişimi yansıtıyor.
Uluslararası pazarlarda ise tablo daha dengeli. Genel satışlar sabit kalırken, Çin’de yüzde 2’lik bir artış yaşandı. Bu gelişme, Starbucks’ın Çin’deki potansiyelini hâlâ koruduğunu gösteriyor. Şirket uzun zamandır Çin’i “ikinci ev pazarı” olarak tanımlıyor ve buradaki büyüme stratejilerine büyük yatırımlar yapıyor.
Ancak Çin’deki bu hafif artış, küresel düzeyde yaşanan genel düşüşü telafi edemedi. Starbucks, üst üste altıncı çeyrekte de küresel satışlarında düşüş yaşadı. Bu durum, markanın pandemi sonrası toparlanma döneminde istikrarsız bir çizgi izlediğine işaret ediyor.
Starbucks 2025 Satış Verileri ve Kâr Dengesizliği
Starbucks 2025 satış verileri, gelir artışı ile kârlılık arasındaki kopukluğu net biçimde gösteriyor. 9,5 milyar dolarlık gelir artışı olumlu gibi görünse de, aynı dönemde net kârın yarıya düşmesi şirketin mali yapısında alarm zilleri çalmasına neden oldu.
Bu dengesizliğin en önemli nedenlerinden biri artan operasyonel maliyetler. Starbucks, özellikle yükselen iş gücü giderleri ve enflasyon baskısıyla mücadele ediyor. Üstelik hisse başına yapılan sosyal ödemeler de mali tabloyu zorlaştırıyor. Sonuç olarak, maliyet artışı gelir artışını gölgede bırakıyor.
Özellikle ABD pazarında tüketici davranışlarının değişmesi, dış mekan kahve alışkanlığının yerini evde tüketilen alternatiflere bırakması ve boykot çağrılarının etkisiyle marka ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sonrası sosyal medya üzerinden başlatılan boykot hareketi de Starbucks’ın satışlarını olumsuz etkileyen faktörler arasında.
Sosyal Tepkiler ve Marka Algısı Üzerindeki Etkiler
Starbucks, sadece finansal değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de baskı altında. Son dönemde Gazze’ye yönelik saldırılar nedeniyle birçok ülkede protesto ve boykot çağrılarının hedefi oldu. Bu durum özellikle Orta Doğu ve bazı Avrupa pazarlarında mağaza ziyaretlerini ve satışları doğrudan etkiledi.
Marka, bu kriz döneminde net bir iletişim stratejisi geliştirmekte zorlandı. Sosyal medyada yayılan olumsuz algı, tüketici davranışlarını etkileyerek hem fiziksel hem dijital satış kanallarında düşüşe neden oldu.
Küresel ölçekte faaliyet gösteren şirketler için sosyal tepkilerin iş sonuçlarına etkisi her geçen gün daha da belirginleşiyor. Starbucks’ın bu tür durumlara karşı daha güçlü bir kriz yönetimi politikası geliştirmesi, uzun vadeli marka sağlığı açısından kritik önemde.
Benzer içerikler ve daha fazla haber içeriği için tıklayın.
