Uzaktan Çalışma İzni: Şirketlerin Yeni Normali Oluyor!

Uzaktan Çalışma İzni

Uzaktan çalışma izni, pandemiyle birlikte hayatımıza giren ve artık kalıcı hale gelen bir uygulama olarak öne çıkıyor. Şirketler ofise dönüş politikaları geliştiriyor olsa da, çalışanlar uzaktan çalışmaya devam etmek istiyor. İnsan kaynakları ve personel yönetimi alanında hizmet veren Kolay İK’nın verilerine göre, 2024 yılı ve bu yılın ilk yarısında uzaktan çalışma izni, yıllık izinden sonra en çok talep edilen ikinci izin türü oldu. Bu durum, iş gücü trendlerinde büyük bir dönüşüm yaşandığını gösteriyor.

Özellikle pandemi döneminde mecburen benimsediğimiz bu model, bugün çalışanların hayat dengesi kurma araçlarından biri hâline geldi. Kolay İK COO’su Tunca Üçer’in ifadesiyle; çalışanlar artık yalnızca görevlerini yerine getirmek değil, aynı zamanda özel hayatlarını da dengelemek istiyor. Bu nedenle de “uzaktan çalışma izni” talepleri, yıllık izin kadar önemli bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor.

KPMG’nin 2024 CEO Bakış Açısı Raporu’na göre, CEO’ların %83’ü 2027 yılına kadar ofise tam zamanlı dönüş bekliyor. Ancak çalışanların davranışları bunun tam tersini işaret ediyor. Giderek artan talepler, şirketlerin yan hak politikalarında da köklü değişiklikler yapılmasını zorunlu kılıyor.

Pandemiden Bu Yana Uzaktan Çalışma İzni Sürekli Artıyor

Kolay İK’nın geçmiş yıllara ait verileri, uzaktan çalışma izninin nasıl hızla yayıldığını açıkça ortaya koyuyor. 2019’da bu izin türü sadece %0,62’lik bir oranla tercih ediliyordu. Pandeminin etkisiyle bu oran 2020’de %1,76’ya, 2021’de %2,2’ye, 2022’de %3,29’a yükseldi. 2023’te %4,4 olan uzaktan çalışma izni oranı, 2024’te adeta patlama yaşadı ve %9,6’ya çıktı.

Bu yükseliş trendi 2024’ün ilk yarısında da devam etti. Verilere göre bu dönemdeki izinlerin %10,51’i uzaktan çalışma amacıyla alındı. Yani yaklaşık her 10 izinden biri uzaktan çalışmak için kullanıldı. Bu da ofis kültürüne tam dönüş çabalarının çalışanlar nezdinde karşılık bulmadığını gösteriyor.

Özellikle hibrit çalışma modelinin yaygınlaştığı bu dönemde, çalışanlar belirli günlerde evden çalışarak hem zaman tasarrufu yapmak hem de kişisel alanlarına daha fazla zaman ayırmak istiyor. Bu istek, artık sadece bir “esneklik” beklentisi değil, kalıcı bir iş gücü davranış biçimi olarak değerlendiriliyor.

Uzaktan Çalışma İzniyle Birlikte Özel İzin Talepleri de Artıyor

Sadece uzaktan çalışma değil, doğum günü, karne günü, regl ve sigara içmeme gibi özel izin türleri de şirket çalışanları arasında hızla yayılıyor. Bu talepler, iş yaşamı ile özel hayat arasındaki çizgilerin daha da yumuşadığını gösteriyor.

Kolay İK’nın COO’su Tunca Üçer bu dönüşümü şöyle açıklıyor:

“Pandemi nedeniyle mecburen hayatımıza giren uzaktan çalışma modeli, bugün birçok çalışan için ayrıcalıktan çok beklentiye dönüştü. Çalışanlar hayatlarının sadece işten ibaret olmadığını göstermek istiyor.”

Uzaktan çalışma izninin yanı sıra özel günlere dair izinlerin artması, şirketlerin çalışan mutluluğu ve bağlılığına verdiği önemi de ortaya koyuyor. İnsan kaynakları departmanları artık yalnızca bordro ya da izin yönetimi değil, aynı zamanda çalışan deneyimini şekillendirme süreçlerinde kritik roller üstleniyor.

Uzaktan Çalışma İzni İşveren Markasına Nasıl Katkı Sağlar?

Bugünün yetenek savaşında başarılı şirketler sadece yüksek maaş sunmakla değil, çalışan dostu politikalarla da fark yaratıyor. Uzaktan çalışma izni gibi esnek uygulamalar, çalışanların şirkete olan bağlılığını artırırken, işveren markasını da güçlendiriyor.

Tunca Üçer’in belirttiği gibi;

“Uzaktan çalışmayla ilgili en büyük endişe, çalışanın verimini kaybetmesi. Ancak karşılıklı güvene dayalı bir kültür inşa edilirse, bu model büyük fayda sağlar.”

Bu bağlamda şirketlerin çalışanlarına sunduğu esneklik ve anlayış, sadece izin sayılarında değil, kurumsal performanslarda da kendini gösterebilir. İş-yaşam dengesi, ruh sağlığı, motivasyon ve verimlilik gibi birçok alanda pozitif etkiler yaratır.

Özellikle genç kuşak çalışanların esneklik ve yaşam kalitesi odaklı beklentileri, geleneksel ofis anlayışının dışında bir iş modeli talep ediyor. Uzaktan çalışma izni gibi uygulamalar, şirketlerin bu yeni kuşakla sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişki kurmasına yardımcı oluyor.

Veriler, uzaktan çalışma izninin çalışanlar için kalıcı bir beklenti haline geldiğini net şekilde ortaya koyuyor. Şirketlerin bu talebi göz ardı etmesi, yetenek kaybı, motivasyon düşüşü ve işveren markasında zayıflama gibi sonuçlar doğurabilir. Bunun yerine esneklik sunan ve karşılıklı güvene dayalı kültür oluşturan kurumlar, gelecekte hem çalışan bağlılığını artırabilir hem de performansını sürdürülebilir biçimde koruyabilir.

Benzer içeriklere ulaşmak için tıklayın.

Önceki Yazı

Ayakkabının Sürdürülebilir Evrimi: 2024’ün Öne Çıkan Sürdürülebilir Ayakkabı Tasarımları

Sonraki Yazı

Tüm Kan Gruplarıyla Uyumlu Yapay Kan: 2030’a Kadar Hayat Kurtaracak Bir Devrim