Yerli Elektrikli Lokomotif E5003 İlk Seferini Başarıyla Tamamladı

Yerli elektrikli lokomotif

Yerli elektrikli lokomotif üretiminde yeni bir kilometre taşı daha geride bırakıldı. Türkiye’nin millî demiryolu teknolojileri alanındaki öncü hamlelerinden biri olan E5000 serisi, sahada başarıyla görev almaya başladı. Serinin üçüncü üyesi olan E5003, ilk ticari yük taşıma seferini sorunsuz tamamlayarak yerli üretimin gücünü bir kez daha gösterdi.

Bu gelişme, Türkiye’nin demiryolu taşımacılığında sadece dışa bağımlılığını azaltmakla kalmadığını, aynı zamanda dünya standartlarında bir mühendislik altyapısı inşa ettiğini de ortaya koyuyor. TÜRASAŞ tarafından geliştirilen E5000 serisi, hızla artan yerli üretim oranıyla dikkat çekerken, hem lojistik hem de teknoloji alanında stratejik bir rol üstleniyor.

Testlerden Geçti, 617 Tonluk Yükle İlk Seferini Tamamladı

TÜLOMSAŞ’ın TÜRASAŞ çatısı altında geliştirdiği E5003, ilk görevine Eskişehir Hasanbey Lojistik Merkezi’nden başladı. Lokomotif, tam 26 vagon ve toplam 617 tonluk yükü başarıyla taşıyarak Sazılar İstasyonu’na ulaştı. Bu ilk ticari sefer, toplamda 125 kilometrelik bir hattı kapsadı ve herhangi bir teknik aksaklık yaşanmadan tamamlandı.

Ticari görev öncesinde E5003, bir dizi altyapı ve güvenlik testine tabi tutuldu. Bu testler, hem hattın teknik uygunluğunu hem de lokomotifin sistemsel dayanıklılığını ölçmek amacıyla yapıldı. Testlerin tamamı başarıyla sonuçlandı ve lokomotifin sefere hazır olduğu teyit edildi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bu süreci değerlendirirken şu açıklamalarda bulundu:

“Tüm testler titizlikle tamamlandı. E5000 serisinin hem mühendislik gücünü hem de üretim kalitesini bu testlerle bir kez daha ortaya koyduk.”

E5000 serisinin geliştirilme süreci, sadece bir ulaşım aracı üretmekten öte bir teknolojik bağımsızlık projesi olarak görülüyor. Bakan Uraloğlu’nun da belirttiği gibi, bu başarı Türkiye’yi elektrikli lokomotif sistemlerini kendi imkânlarıyla geliştirebilen sayılı ülkeler arasına taşıdı.

Yerli üretim oranı ise giderek artıyor. E5000’in tasarımı, üretimi, test süreçleri ve yazılım entegrasyonları başta olmak üzere birçok aşaması Türkiye’deki mühendisler tarafından yürütülüyor. Bu da teknoloji transferine olan ihtiyacı azaltıyor ve ülke içinde yüksek nitelikli iş gücü oluşmasına katkı sağlıyor.

2025 Sonuna Kadar 15 Adet Lokomotif Teslim Edilecek

TCDD Taşımacılık ile yapılan anlaşma kapsamında toplamda 95 adet E5000 serisi milli elektrikli lokomotif üretilecek. Üretim takvimi üç aşamada planlandı:

  • 2025 yılı sonuna kadar: 15 lokomotif teslim edilecek.

  • 2026 yılında: 30 yeni lokomotif üretilecek.

  • 2027’de: 45 lokomotif daha TCDD’ye teslim edilecek.

Bu plan doğrultusunda, her yıl artan kapasiteyle birlikte demiryolu taşımacılığında yerli üretim lokomotiflerin payı ciddi oranda artacak. Bu da Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda lojistik maliyetlerin düşürülmesine ve karbon salımının azaltılmasına da katkı sağlayacak.

Teknik Özellikleriyle de Sınıf Atlıyor

E5000 serisi, yalnızca yerli üretim kimliğiyle değil, teknik üstünlükleriyle de dikkat çekiyor. Lokomotifin bazı öne çıkan özellikleri şöyle:

  • 5 Megavat (MW) güç kapasitesi

  • 140 km/s azami hız

  • Yüksek çekiş kabiliyeti sayesinde uzun mesafelerde ağır yükleri rahatlıkla taşıyabilme

  • Elektrik enerjisiyle çalıştığı için emisyon oranı sıfıra yakın

  • Modern kontrol sistemleri ve ileri düzey sürücü güvenlik donanımları

Bu teknik nitelikler sayesinde E5000 serisi, hem şehirlerarası yolcu hem de yük taşımacılığı için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor.

Küresel ölçekte karbon emisyonlarının azaltılması yönündeki adımlar, ulaşım sektörünü de derinden etkiliyor. Türkiye’nin bu bağlamda yerli elektrikli lokomotifler üretmesi, hem çevre dostu ulaşım politikaları hem de sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından büyük önem taşıyor.

Elektrikli lokomotifler, dizel motorlu muadillerine göre çok daha sessiz, verimli ve doğa dostu. Bu da Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması ve benzeri uluslararası taahhütlerine uyum sağlamasına destek oluyor.

Stratejik Kazanım: Teknoloji, Üretim ve İhracat Potansiyeli

E5000 serisinin başarısı, Türkiye’ye sadece ulaşım altyapısı açısından değil, aynı zamanda stratejik ve ekonomik anlamda da avantaj sağlıyor. Geliştirilen bu sistem sayesinde:

  • Teknoloji üretimi yerli kaynaklarla mümkün hâle geliyor.

  • Yurt içi istihdam artıyor.

  • İleri mühendislik birikimi oluşuyor.

  • Orta vadede ihracat potansiyeli doğuyor.

Türkiye, bu başarıyla hem bölgesinde hem de dünyada “elektrikli lokomotif teknolojileri” alanında güvenilir üretici ve teknik ortak konumuna gelebilir.

E5003’ün başarılı ilk seferi, yalnızca bir test başarısı değil; Türkiye’nin demiryolu alanında kendi kendine yetme vizyonunun canlı bir kanıtı. Yerli üretim, ileri mühendislik, çevre dostu teknoloji ve stratejik planlama birleştiğinde ortaya çıkan sonuç, hem bugünün ihtiyaçlarını karşılıyor hem de geleceğe güçlü bir miras bırakıyor.

Türkiye, E5000 serisiyle birlikte artık yalnızca raylar üzerinde değil; teknolojik özgüven yolunda da emin adımlarla ilerliyor.

Benzer haberler için tıklayın.

Önceki Yazı

Nogger Reklam Kampanyası "Atıştırmalık Değil Doymalık" Diyor!

Sonraki Yazı

GİB, E-Ticaret Denetimlerinde 44,5 Milyar TL’lik Kayıt Dışı Gelir Tespit Etti