Kısa Video İçerikleri Çocukların Dikkatini Yok Ediyor!

Kısa video içerikleri

Kısa video içerikleri artık yalnızca bir eğlence biçimi olmaktan çıktı; uzmanlara göre çocukların dikkat süresini kısaltan, öğrenme becerilerini olumsuz etkileyen ve dijital bağımlılığı körükleyen bir tehdide dönüştü. YouTube’un kurucu ortağı Steve Chen, OpenAI CEO’su Sam Altman ve NYU profesörü Jonathan Haidt gibi isimler bu konuda endişelerini açıkça dile getiriyor. Ortak noktaları ise net: Kısa biçimli içerik tüketimi, çocukların bilişsel gelişimi üzerinde ciddi riskler barındırıyor.

Dijital çağda doğan çocuklar artık neredeyse doğar doğmaz ekranla tanışıyor. Eskiden uzun metrajlı çizgi filmler ya da belgeseller çocukların dikkatini toplarken, bugün 15 saniyelik videolarla sınırlandırılmış içeriklere maruz kalıyorlar. TikTok, Instagram Reels ve YouTube Shorts gibi platformlar, eğlenceyi hızlı ve renkli bir şekilde sunarak kısa sürede alışkanlığa dönüşüyor. Bu durum yalnızca ekran süresinin artmasına değil, aynı zamanda içeriklerin niteliğinin düşmesine ve dikkat süresinin daralmasına da yol açıyor.

YouTube’un kurucu ortağı Steve Chen, bu konuda kaygılarını açıkça dile getirdi. “Çocuklarımın yalnızca kısa içerikler izlediğini görüyorum ve bu, onların uzun süreli konsantrasyon yeteneklerini olumsuz etkiliyor” diyen Chen, kısa videoları sadece “anlık tüketim için eğlence” olarak nitelendiriyor. Ona göre, kısa biçimli içerikler, çocukların öğrenme ve düşünme alışkanlıklarını şekillendiriyor, hatta yeniden programlıyor. Üstelik bu videolar çoğu zaman bağımlılık yapan görsellerle dolu.

Chen’in sözleri yalnızca bir ebeveyn görüşü değil; aynı zamanda dijital dünyanın mimarlarından birinin uyarısı. Aynı doğrultuda bir diğer açıklama da OpenAI CEO’su Sam Altman’dan geldi. Altman, kısa video akışlarının dopamin salgısını tetikleyerek çocukların beyin gelişimini derinden etkilediğini vurguluyor. Hatta bu durumu “süper derin bir şekilde bozuyor” diyerek tanımlıyor.

Dahası, bilim dünyası da bu uyarılara destek veriyor. NYU Stern School of Business profesörü Jonathan Haidt, çocukların sosyal medya alışkanlıklarının, Batı dünyasında bir tür “zihinsel sağlık krizine” neden olduğunu belirtiyor. Ona göre, dikkat süresinin yok olması, akıl hastalıklarından bile daha büyük bir toplumsal sorun haline gelebilir. “Kaygılı Nesil” adlı kitabında bu riski detaylandıran Haidt, özellikle ergenlik dönemindeki çocukların bu içeriklere karşı daha savunmasız olduğunu söylüyor.

Kısa Video İçerikleri ve Dikkat Süresi Arasındaki Tehlikeli Bağlantı

Dikkat süresi, çocukların akademik başarısı ve öğrenme yeteneğiyle doğrudan ilişkilidir. Ancak kısa biçimli videoların sunduğu hızlı ve kesintisiz uyarıcılar, çocuk beyninde dikkat kontrolünü sağlayan mekanizmaları baskılayabiliyor. Her yeni video, beynin dopamin sistemini uyararak “anında ödül” beklentisini körüklüyor. Bu durum zamanla çocukların sabırlı olmasını, derinlemesine düşünmesini ve uzun süre bir konuya odaklanmasını engelliyor.

Araştırmalar, ekran karşısında geçirilen sürenin artmasıyla birlikte dikkat eksikliği, dürtü kontrol bozukluğu ve sosyal izolasyon gibi risklerin de yükseldiğini gösteriyor. Özellikle 6-12 yaş arası çocuklar, bu tür içeriklere en açık grubu oluşturuyor. Ailelerin ve eğitimcilerin, kısa videoları tamamen yasaklamasa bile, ekran süresi ve içerik türü konusunda bilinçli bir denge kurmaları gerekiyor.

Ebeveynler Ne Yapmalı? Uzmanlardan Tavsiyeler

Uzmanlar, dijital içerik tüketiminde “tam yasak yerine kontrollü serbestlik” modelini öneriyor. Steve Chen, çocuklarının sadece kısa videolarla vakit geçirmemesi için onları belgesel, film ve kitaplara yönlendirdiğini söylüyor. Sam Altman ise sosyal medya kullanımının yaşa göre sınırlandırılması gerektiğini savunuyor.

İşte uzmanlardan bazı öneriler:

  • Günlük süre sınırlaması getirin: 30 dakikayı aşmayan ekran süreleri çocukların zihinsel gelişimi açısından daha sağlıklı olabilir.

  • İçerikleri birlikte izleyin: Hangi videoları izlediklerini takip ederek, onları eğitici ve nitelikli içeriklere yönlendirin.

  • Alternatifler sunun: Sanat, spor, açık hava etkinlikleri gibi dikkat gerektiren etkinliklerle ekranın cazibesini dengeleyin.

  • İçerik üreticilerini takip edin: Kimi platformlar, çocuklara özel eğitici ve pozitif içerikler sunan üreticiler barındırıyor.

Dijital Platformlar Sorumluluk Almalı

Yalnızca ailelerin değil, teknoloji platformlarının da sorumluluk alması gerekiyor. Steve Chen’in de belirttiği gibi, uygulamalar çocuklara yönelik içeriklerde erişim süresi ve içerik formatı bazında sınırlamalar getirmeli. YouTube, TikTok ve Instagram gibi platformlar, algoritmalarını yalnızca izlenme süresine göre değil, sağlıklı içerik tüketimine göre optimize etmeli.

Bazı ülkelerde bu yönde düzenlemeler başlatıldı. Örneğin Çin’de TikTok’un yerel versiyonu olan Douyin, 14 yaş altı çocuklar için günde yalnızca 40 dakika kullanım sınırı koyuyor ve bilimsel içerikleri teşvik ediyor. Bu model, diğer ülkeler ve platformlar için örnek teşkil edebilir.

Benzer içerikler için tıklayın.

Önceki Yazı

Humanz ve L’Oréal Türkiye İşbirliği 3 Yıl Daha Uzadı: Influencer Pazarlamada Güçlü Bir Dönem Başlıyor

Sonraki Yazı

2025 Alışveriş Alışkanlıkları: Kararsız Dünyada Net Tercihler